Zelzelenin şiddetine… Zindan karası geceye… İnsanın hiddetine, eğrilen demire, kırılan betona, parçalanan kayalara ve yarılan toprağa aldırmadılar.

Kemikleri üşüten soğuktan… Kan donduran ayazdan… İliklere işleyen yağmurdan ve kardan yılmadılar.

Yürek titreten acıya… Kulakları çınlatan feryada… Öksüze, yetime, yaşlıya, çaresize ve sahipsize koştular…

Sesi duyan oldular, nefese nefes, uzanan ele sadece el değil yürek veren oldular…

‘Kim var?’ diye sorulmadan, sağına soluna bakınmadan, ‘Ben varım!’ diyerek, omuzlarındaki acı yüklü sevdayla yaraları sarmak için beş bin yiğitle, beş bin şehidin hatırasıyla oradaydılar…

Kardeşleri acı çekerken, kardeşlerinin gözü yaşlıyken ve dahası onlara ihtiyaç varken dururlar mıydı?

Durmadılar!

Geceler gündüzlere karıştı, acılar dualarla karşılandı. Çelikten kollarıyla kaldırdılar yıkılan binaları, iradeleriyle aştılar olmazları…

Korku onlarla umuda dönüştü. Güç verdiler, çünkü “Kuvvacı”ydılar! İmkânsızlık ve yokluğu; mağduriyetleri ve mahrumiyetleri birlikte aştılar.

Her türlü sıkıntıya birlikte göğüs germek için ve paylaşmak için kederi, depremzedelerin yanlarındaydılar…

Bu kadar mı?

Elbette hayır. 81 vilayetimizden, Kıbrıs’ımızdan, Balkanlar’dan ve Avrupa’daki teşkilatlarından kalkan tırlarla, uçaklarla ve gemilerle oradaydılar…

Son yara sarılıncaya, son acı dininceye ve son umut yeşerinceye kadar da orada kalacaklar…

Varlığı Türk milletiyle daim, fikir ufkumuzun otağı, milli hasletlerimizin ve hazinlerimizin menbağı Ülkü Ocaklarımız yüzyılın felaketinde yine üzerine düşeni fazlasıyla yaptı.

Üniversiteli, liseli, kız ve erkek öğrencilerden ve dahi çalışanlardan oluşan bu gençliğin hakkı hiçbir zaman ödenemeyecektir, fakat onlar için yapılan dualar onlara yetecektir.

***

Ülkücü Türk gençliği ne zaman geri durdu ki? Başbuğ’unun izinde, liderinin emrinde ve Türk milletinin hizmetinde nice belalara göğsünü geren bu gençlik, Türk tarihinin şeref madalyasını gerçekten hak ediyor.

Hiç kimsenin olmadığında; uçurumun kenarında ya da Türklüğün ölüm kalım savaşında hep Ülkücü Türk gençliğini yani Ocaklıları görürsünüz.

Çanakkale’de şehadet şerbetinin sakileri onlardı… İstiklal Savaşı’nda piyadeler, Kıbrıs’ta Denktaş’ın yanındaki mücahitler de hep onlardı…

“Vatanın bağrına düşman dayadığında hançerini” yine onlar vardı… Yine onlar vardı gül tutan elleriyle… ‘Dur’ diyorlardı ‘dur.’ Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son Ocak budur! Kahroluncaya kadar emperyalizm, yok oluncaya kadar ihanet, ‘biz varız’ diyorlardı…

Parmaklık parmaklık işlediler hayat gergefinde çağları… Darağaçlarında onlar vardı! ‘Vatan sağ olsun!’ diye ant içiyorlardı… ‘Ezan dinmesin, bayrak inmesin’ diye ahd-ü peyman ediyorlardı…

Tarih onları yazdı,  onlar ise gül yüzlü çocuklara destanlarını miras bıraktı…

Durmadılar!

Yayı öyle bir gerilmişti ki tarihin, onların menzilleri sonsuz olacaktı…

Azerbaycan’a yettiler evvela… Oradan Balkanlar’a, Kırgızistan’a Kazakistan’a, Özbek yurduna, Türkmenistan’a ve Doğu Türkistan’a…

Kerkük’te, Karabağ’da, Tebriz’de ve Halep’te anıt oldu savaşları…

Evet, bu anlatılanlar bir büyük ruhun serencamı ya da emsalsiz bir aşkın mahkûk hikâyesidir…

Ve o hikâye hiçbir zaman nihayete ermeyecektir.

***

Şimdi mi?

Birileri Türk gençliğini harflerle tefrik etmeye dursun! Milli değerlerimizle, geçmişimizle ve geleceğimizle bağlarını koparmaya kalksın, onlar hiç aldırmıyor…

İstiklalimiz, mevcudiyetimiz ve istikbalimiz için mücadele eden Ülkü Ocaklarımız hazırladığı projelerle geleceğimizi tasarlıyor. Bilgi ve teknoloji merkezli birçok çalışmanın altına imza atıyor.

PermaKültür çalışmalarıyla Türk tarımının geleceğine, TeknoOcak projesiyle dijital dünyaya kök salarken, Odak2023 projesiyle de yazılımda yeni bir çağ açıyor.

Beyt’ül Mal’ın bu en kıymetli hazinesi, yani gençliği, yani her şeyi Ülkü Ocaklı Türk gençliği, liderinin izinden ayrılmadan, kendi ayakları üzerinde dimdik durarak yıldızlara dokunuyor…

Ve onların hükmü şahsında Türk Yüzyılı inkişaf ediyor.

Teşekkürler Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım…

Teşekkürler yürekli kadrosu, Ülkü Ocakları başkanları ve dava arkadaşları…

Vatan size minnettar, biz ise şükran borçluyuz…

Şehitlerimizin ruhu şad, gazilerimizin alnı pak ve tüm emek verenlerimize de bu yürüyüş kutlu olsun.

***

Selam olsun sizlere İstiklal Marşı’mızı sadece diliyle değil, ruhuyla da okuyan Ülkü Ocaklılar…