MHP’ye ihanet edenlerin, CHP ve HDP’ye minnet duyanların, Davutoğlu, Babacan gibi Kürtçü-bölücülerle yol yürüyenlerin kurduğu İP isimli parti aynı günlerde, iki Ülkücü şehit hakkında istismar ve düşmanlık gösteren bir davranış sergiledi.

          Önce, CHP ve HDP’nin ittifak ortağı olan Meral Akşener’in Tokat programında Ülkücü şehidimiz Dursun Önkuzu’nun mezarını ziyaret etme girişiminde bulunması ve Antalya’nın Gazipaşa ilçesi belediye meclisinde, Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun adının bir sokağa verilmesi teklifine İP’in ret oyu kullanması hem istismar hem de düşmanlık davranışı olmuştur.

          Terörist Demirtaş ile kahvaltı hayali kuranların, onbinlerce şehidimizin katili olan terör örgütü PKK’ya hizmet eden HDP’nin ittifak ortağı olanların, daha geçtiğimiz hafta “HDP yasal-legal parti” güzellemeleri yapanların Ülkücü şehit Dursun Önkuzu’nun mezarının başında ne işi olur ki?

          Leke şiirinin şu dizelerinin farkında olan Tokat’taki Ülkücüler şehidimizin mezarını kirletme girişiminde bulunan İP’li mahlûklara gerekeni yapmıştır.

“Suçluyum, hainleri gözlerinden tanırım ben.

Bir intizar dinlerim şu toprağın kalbinden.

O ses der ki: -Ey oğul, yazıklar olsun sana!

Mezarımı kirleten, şu mahlûka baksana!

Baktım gafiller düşmüş hainlerin peşine

Dedim Bozkurtların yurdunda, çakalların işi ne?”

          Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun adının bir sokağa verilmesine karşı çıkmaları ise daha tutarlı bir davranış olmuştur. Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun katili kimdir? PKK’lılar değil mi?

          PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile hem siyasi ittifak ve proje birlikteliği yapan İP’in, Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun ismine karşı çıkması ortaklarına bağlılık ve saygı adına daha omurgalı davranış olmuştur.

          İP, şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun isminin bir sokağa verilmesinin “siyasi bir isim” olacağı sebebiyle karşı çıkmış…

          Bu tavır bize zaten yabancı değil. Meral Akşener’in Fatih Sultan Mehmet’e benzettiği Ekrem İmamoğlu da Beylikdüzü Belediye Başkanı iken 15 Temmuz şehidimiz Ömer Halisdemir’in isminin bir caddeye verilmesine “Anadolu Caddesi bizim için değerli bir cadde ve değerli bir isim, kaldı ki o caddede bir takım kavramlar ve temalar üretiyoruz. Şehit Ömer Halisdemir’in isminin uygun olup olmadığı da tartışılır. İsim enflasyonu olur” sözleriyle karşı çıkmıştı. İnanın terörist Demirtaş’ın ismi bir sokağa, bir caddeye verilecek olsun Meral Akşener de, Ekrem İmamoğlu da bunu şevkle ister. CHP zaten terörist Demirtaş için “İnşallah Cumhurbaşkanı seçilir” dualarını etmeye başladı bile...

          Meral Akşener’in Cumhuriyet gazetesindeki röportajda “Dolayısıyla gelinen noktada MHP ile tabanlarımızın aynı olduğunu söylemek çok zor” şeklindeki hafızalara kazınmış sözü ortada iken, şehidimiz Dursun Önkuzu’nun mezarına ne halt karıştırmak için gitmek istediniz?

Sizin tabanınız artık CHP-HDP ile uyumlu bir hale gelmiştir.

          Teröristbaşı Öcalan için “Ev hapsine çıkarılsın. Serbest bırakılsın” diyen iki kişi şu an Meral Akşener’in Genel Başkan yardımcısı iken Dursun Önkuzu’nun mezarını kirletmek için neden ahmakça ve Ülkücüleri tahrik eden adımlar atıyorsunuz?

          MHP’nin sembollerinden, Ülkücü Hareket’in değerlerinden uzak durmanız, CHP ve HDP’ye minnet duygularınızı daha omurgalı hale getirecektir. Gerçi PKK ile yol yürüyüp, Ülkücüleri istismar için Bozkurt işareti yapan Kemal Kılıçdaroğlu’na ve şehitlerimizin katilleriyle ortaklık yapana omurga hatırlatması yapmak da bizim ayıbımız oldu. Al Meral’i, vur Kemal’e…

          Her Ülkücü bunların istismarlarına, düşmanlıklarına dikkat etmelidir. Çünkü bunların menfaat için girmeyecekleri kılık, yapmayacakları istismar yoktur. Ülkücü şehit Dursun Önkuzu istismarı ve Ülkücü şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu düşmanlığı bunun son örnekleridir.