Türkiye Futbol Federasyonu cuma günü yapmış olduğu toplantıda ligleri tescil etti. Önümüzdeki sezon liglerde oynayacak takımları da ilan etti. Bu arada iki aydan beri önlerinde bekleyen Merkez Hakem Kurulunun hakemlikle ilgili talimat değişikliği tekliflerini de görüştü. Sonuçta da Zekeriya Alp’in TFF nezdindeki bireysel kredisi ve özel ilişkileri sayesinde değişikliklerin bir bölümü kabul edildi. Büyük bir bölümü de geri döndü, onaylanmadı.

Şimdi Merkez Hakem Kurulunun gündeminde, klasmanların açıklanması var. Bu hafta yapılacak kurslar sonrasında önümüzdeki senenin klasmanları açıklanacak.

  • Hakem camiası Zekeriya Alp’ten klasman belirlenmesinde eşitlik ve adalet bekliyor.
  • Vicdanla, torpil olmadan yapılmış terfiler bekliyor.
  • Babalar ve oğullar için talimat değişikliğinde nasıl hassas davrandı ise, aynı hassasiyeti klasman terfilerinde de göstermesini bekliyor.
  • Federasyon takımları nasıl küme düşürmedi ise, hakemler de yarım kalmış, tamamlanmamış bir sezon için küme düşme adaletsizliği yaşamak istemiyor.
  • Camia Zekeriya Alp’den insani duygularla hareket ederek, böyle adaletsiz bir uygulamaya imza atmamasını bekliyor.

Ben de yürekten inanıyorum ki, karar aşamasında Sayın Zekeriya Alp, mutlaka gerekeni yapacak, küme düşmeme müjdesini camiaya verecektir.

Onaylanan talimat değişikliği ile bundan sonra gözlemci babalar ve hakem oğullar aynı kategoride görev alamayacak. Oğulların hakem olduğu illerde, babalar İl Hakem Kurullarına giremeyecek. Madem bu konuda tedbir alacaktınız? Keşke neşteri tam vurup “Oğlu hakem olanlar, hakem camiasında hiçbir şekilde görev alamazlar” ibaresini talimata koyabilseydiniz. Oğlunun hakem olmasını isteyen babalar, gözlemcilikten de, yöneticilikten de fedakarlık etseydi. Türk hakemliğinin ana problemi imiş gibi gösteren yorumcunun baskısı ile yapılan bu değişiklik, bakalım MHK içinde nasıl uygulanacak? Oğlu ile aynı kategoride bulunan hakemlere görevlendirme yapan MHK üyesi de atamalar ve terfiler ile ilgilenmemeli, hatta bölge sorumlusu dahi olmamalıdır. Talimata ve statüye göre uygun, ancak vicdanlara göre son derece sakıncalı olan bu durumu, Sayın Alp kurul içindeki görev değişikliği ile çözmelidir.

Çözmezse eğer ne derler?

“Ele verir talkını, kendi yutar salkımı”