Geçtiğimiz hafta sosyal sermaye ile üniversitede iki ana edinimin birine temas etmiştik. Bugün ise bilgi sermayesi/fikri sermaye üzerine konuşalım.

Bilgi sermayesi, üniversiteden sadece mesleğimizde gerekli bilgileri alarak mezun olmayı değil; çevreleyen ve destekleyen başlıklarda göreve hazır olmak için gerekli bilgileri kapsamaktadır.

Peki, bilgi sermayesi için kullanılabilecek araçlar sadece üniversite dersleri mi? Günümüzde artık değil. Fikri olarak en önde mezun olmanızı sağlayacak bazı adımlar şunlar olacaktır.

-Derslere mutlaka girin, çalışın ve ortalamanızı yukarıda tutun. Araştırma projelerine dâhil olun, derslere giren çıkan değil akademisyenlerle beraber çalışarak öğrenen öğrenciler olmaya bakın.

-Üniversiteden mesleki dil dışında bir yabancı dil öğrenmeyi beklemeyin. Yabancı dil öğrenmek için üniversite dışındaki yabancı dil öğrenme yöntemleri ile kendinizi zorlayın. Sadece yabancı dil değil, merak ettiğiniz alanlardan da dersler alın. Üniversitelerde seçmeli ders almakta özgürsünüz. Şehir Planlama? Botanik? Sanat? Mimari? Tarih? Sosyoloji? Münazara? Yönetim? Etkin Sunum? Diğer yandan mesleğinizle eklemlenebilen alanlardaki dersler de çok işinize yarar. Örneğin elektronik okuyorsanız, endüstri, makine ya da yazılım alanlarından derslerin faydasını da çok görürsünüz.

-Ekosistem dediğimizde herkese eşit uzaklıkta bir kaynağı hatırlayalım: İnternet. Üniversite döneminde bilgi için interneti kullanmazsanız kendinizi evinizin bahçesinden çıkan petrolü çıkarmaya tenezzül etmemiş gibi varsayabilirsiniz.

-İnternette mesleki kaynakları devamlı takip edin. Üniversiteniz mutlaka uluslararası akademik veri tabanlarına kayıtlıdır. Bu, şu demek: Tüm dünyadaki mesleki yazın neredeyse önünüzde.

-Çevrim içi internet kursları (ör: Coursera, Udemy, BTK Akademi, EdX, Udacity, Khan, MIT vb.) ile mesleki yeteneklerinizi destekleyebilirsiniz. Bu siteleri bilgilerinizi geliştirmek için kullanabileceğiniz gibi, yumuşak beceriler olarak tabir edilen, problem çözme, yaratıcılık, iletişim, zaman yönetimi, stres yönetimi, takım çalışması, proje yönetimi, görgü kuralları gibi birçok becerinizi geliştirmek için kullanabilirsiniz.

-Üniversite döneminde, şehrinizde ya da üniversitenizin ekosistemi içinde, 3-4’üncü sınıfta “alanınızda” yarı zamanlı çalışma fırsatlarını kollayın. Bu öz geçmişinizde “müthiş” bir puandır. Bu ortam, bir hocanızın projesi olabileceği gibi, üniversite teknoparkında ya da şehirde bir şirket de olabilir.

-Tabi bu kadar başlığı yazdık ama kitapları unutmayalım. Son 2 yılını sınava hazırlık ile geçirmiş kişiler için kitap okumaya tekrar başlamak için üniversite çok doğru bir yer. Elektronik ve sesli kitap imkânları da önünüzde olacak.

İşte bu sermayeleri üniversite boyunca arttırmaya bakın. Üniversite sonrası doktoraya kadar giden yolu da çizin. Üniversite mezuniyetinin yoğunlaştığı ülkemizde, doktora hem mesleğinizde sürekli ilerlemenizi destekler, hem de tercih edilen olmanızı sağlar. Bölümünüzden kendini farklılaştırarak çıkan ilk 5 kişi içinde olmaya bakın. Önünüze bir dosya açın ve “10 yıl sonraki siz”in öz geçmişini yazın. Nasıl bir öz geçmiş isterseniz de artık o yolda ilerleyin. Rüzgâra hâkim olamadan savrulmak yerine; yelkenleri ve dümeni tutmak sizin elinizde.

Bu konulara biraz dikkat edebilirseniz, eminim, mezun olduğunuzda diğer arkadaşlarınızdan katlarca güçlü bir öz geçmiş (“bilgi sermayesi”) ve orada çoğunlukla yazmayan büyük bir “sosyal sermaye” sizi bekliyor.

Şunu da unutmayın: “Hayat sizin hayatınız. Üniversiteyi nasıl değerlendirdiğiniz, hayattaki mutluluğunuzu doğrudan etkileyecek. Kötü haber, artık bu sorumluluk bir yetişkin olarak tamamen sizin üzerinizde!”

Yeni üniversiteliler olarak bu yazıya önem vermenizi diliyorum, çünkü milletin ve devletin yükselmesine tam da sizin katkınız gerekiyor.