ABD Kongresi, Milli Savunma Yetkilendirme Kanunu adı verilen bir kanun ile önümüzdeki yıl savunma için ayrılan 740 milyar dolarlık bütçeyi onayladı. ABD’nin savunmaya ayırdığı paranın devasa boyutta olması önemli, ancak Türkiye açısından kabul edilen bu kanunu daha önemli kılan husus şüphesiz ki kanunun Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören hükümler içeriyor olması. Kanunda, Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulanmasının yanı sıra Türkiye’nin aldığı F-35 uçaklarının da ABD Hava Kuvvetlerince kullanılması için yetkilendirme yapılıyor.

Kısacası ABD, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi tedarik ettiği için Türkiye’ye aklınca ceza veriyor. ABD’nin dost ve müttefiklerinin kim olduğunu ayırt edemeyecek derecede izandan ve aklıselimden yoksun kaldığını, üstüne vazife olmayan işlere bulaştığını, Türkiye söz konusu olduğunda şirazesinin kaydığını defalarca görmüştük.

Türkiye gibi büyük ve önemli bir NATO müttefikinin yanında durmak varken, Türkiye’ye karşı terör eylemleri düzenleyen PKK/PYD/YPG güçlerine maddi ve manevi destek veren ABD idi, unutmadık! 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde dâhli olduğu mahkemede ortaya çıkan Rahip Brunson’ı Türkiye’den iade alabilmek için vergileri yükseltip ekonomik kriz için komplo kuranın ABD olduğunu da görmüştük, unutmadık! Brunson’ın iadesi için türlü entrikalar çeviren ABD’nin eliyle beslediği FETÖ elebaşısı soysuzu Pensilvanya’da ağırlamaya devam ettiğini ve iade taleplerimize türlü bahanelerle olumlu cevap veremediğini de gördük, onu da unutmadık! Suriye’de Mehmetçiklere saldıran teröristlerin ABD formalı askerlerle kol kola gezip ABD malı silah ve mühimmatla şanlı Türk askerlerine saldırdığını, unutmadık!

Şimdi S-400 alımını bahane edip CAATSA yaptırımları kapsamında yeni yaptırım kararları alması da ABD tarafında dostluk yerine husumetin, iş birliği yerine çatışmanın, huzur yerine gerginliğin tercih edildiği anlamına geliyor, bunu unutmayacağız! Türkiye milli güvenliğini sağlamak için NATO müttefiklerinden hava savunma sistemi almak istediğinde üç maymunu oynayan ABD’nin, zorunlu bir ihtiyacı karşılamak için Rusya’ya yönelmemizde en büyük müsebbip olduğunu, unutmayacağız! Türkiye’yi Batı dünyasından uzaklaştırmak için uğraşanların, sonra dönüp de bize siz bizden kopup Rusya’ya yaklaştınız diyerek zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalıştıklarını, unutmayacağız! Egemenlik haklarımıza karışma cüreti gösterenleri, Mavi Vatan sınırları dâhilinde Rum-Yunan tezviratına kanıp bizleri suçlayanları, Türkiye’ye karşı bir cephe oluşsun diye Beyaz Saray’da BAE ve Suudların önünde Filistin’i İsrail’e peşkeş çekmeye çalışanları, unutmayacağız! Ermenilerin soykırım yalanlarına kanıp Türk’e ve Müslüman’a Ermeni’nin yaptığı zulmü görmezden gelenleri, unutmayacağız!

Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu; Türkiye’nin yaptırımla, tehditle, terörle ya da 15 Temmuz’da denedikleri gibi silahlı darbe girişimleriyle bölünüp, parçalanıp, sindirilemeyeceğini, unutturmayacağız! Ezelden beridir hür yaşayan Türk milletinin, ilelebet hür yaşayacağını, hiçbir çılgının bize zincir vuramayacağını, dağları yırtıp enginlere sığmayıp önümüze çekilen bentleri her daim aşacağımızı, unutturmayacağız! Türkiye’nin sıradan bir ülke, Türk milletinin de sıradan bir halk olmadığını, unutturmayacağız! Batı’nın dümen suyuna girmiş, Batı’dan talimat alan ve icazet bekleyen üç beş dâhili bedhah aramızda dolaşsa da Türk milletinin istiklal ve istikbal için gerekirse tankın önüne yatacak, silaha göğüs gerecek, her şehidinin ardından “vatan sağ olsun” diyecek eşsiz bir milli ruha, inanç ve azme sahip olduğunu, unutturmayacağız!