“Urmiye Gölü’nün kurtarılması için yapılan her çalışma aslında bölgede yaşayan Türklerin akıbeti için önem arz etmektedir.”

“Çevre Hakkı Çerçevesinde İran’ın Urmiye Gölü’ndeki Uygulamaları” adlı eserde İran’ın kuzeybatısında Güney Azerbaycan topraklarında yer alan ve son yıllarda çevre sorunları ile mücadele eden Urmiye Gölü’nün durumu incelenmiştir. Konu hakkındaki çok sayıda yapılmış olan coğrafi temelli çalışmalara ek olarak hukuki bir bakış açısıyla değerlendirilme yapılmıştır. Bu şekliyle çalışma Türk literatüründe tek olma özelliği göstermektedir. 

Eser Hilal Ceyhan tarafından Dr. Bahadır Bumin Özarslan danışmanlığında Hacettepe Üniversitesi Kamu Hukuku alanında yüksek lisans tezi olarak savunulmuş ve sonrasında Astana Yayınları tarafından kitaplaştırılmıştır. Bu çalışma ile hukukçu gözüyle Türk Dünyası’na bakıldığını görmekteyiz.

Çalışmanın ilk bölümünde çevre hakkı konusu sürekli güncellenen insan hakları bakış açısı ve uluslararası çevre hukuku gelişmeleri ile birlikte değerlendirilmiştir. İkinci kısmında ise Urmiye Gölü hakkında yazılmış olan İngilizce ve Türkçe çalışmalar incelenerek gölün kuruma sebepleri ayrıntılı olarak tespit edilmiştir. Seviye değişiminin sebepleri incelenirken sebebin kapsamı, önemi, kurumaya etki etme oranı tespit edilerek bütün kuruma sebepleri sınıflandırılmaya çalışılmıştır. Bu noktada sadece iklim değişikliği gölde yaşanan çarpıcı değişimi açıklamaya yetmemektedir. İnsan kaynaklı etkenlerin (etkin havza yönetiminin bulunmaması, kalkınma programları çerçevesindeki insani müdahaleler) gölün olumsuz durumuna esas sebep olduğu ifade edilmektedir. En iyimser çalışmada bile iklim değişikliğinin yüzdelik olarak göl üzerindeki etkisi % 35’i geçmemektedir. 

Son bölümde yapılan jeolojik çalışmalar göz önünde bulundurularak gölün durumuyla hukuki bir bağlantının kurulması amaçlanmıştır. Sonuç olarak ise aşağıdaki değerlendirmeye ulaşılmıştır. 

“Urmiye Gölü’nün durumu incelendiğinde ortada coğrafi bir felaketten çok insan eli ile bozulan bir düzen görülmektedir. İran devleti çevre konusunda yükümlülüklerini yerine getirmemektedir. Değerlendirmeler sonucunda özellikle devletin kalkınma amaçlı faaliyetleri çevre hakkının ihlalini oluşturmaktadır.” 

Bunların yanında çalışmada benzer bir felaketi yaşamış olan Aral Gölü’nün durumu da değerlendirmeye alınmıştır. Urmiye Gölü’nün kurutulması konusunda etnik ve siyasi temelli iddialar da bulunmaktadır. Çalışmanın bütünlüğünü elde etmesi için bu iddialara da eserde yer verilmiştir.

Kitaplaştırılması sırasında kapakta gölün 20 yıllık çarpıcı değişimine ve Güney Azerbaycan bayrağının renklerine yer verildiği görülmektedir. Böylelikle içeriği hakkında gösterilmiş olan hassasiyet kitap kapağı hakkında da gösterilmiştir.  

“Urmiye Gölü’nde yaşanan çevre sorununun sadece bir çevre sorunu olarak görülmemesi gerekmektedir. Urmiye Gölü’nün kurtarılması için yapılan her çalışma aslında bölgede yaşayan Türklerin akıbeti için önem arz etmektedir. Gölün kuruması ile bölgede yaşanacak toplumsal değişim, Türklerin tarihi topraklarından ayrılmasına sebep olmaktadır. Buradan hareketle çalışmamızda onların yaşam alanları için gösterdikleri mücadele hukuki zemine oturtulmaya çalışılmıştır. Türk’ün hayat sahasına bir damla can suyu olması dileğiyle.