Gölgesi boyunu aşmış cücelerin cirit attığı bir memleket olduk…

Her yan öyle… Nereye baksanız cüceler!

Devir “Ülkücü” etiketini kullanma devri ya…

İşin içine merhum Başbuğ’un ikinci eşi ve çocukları da katılmaktan çekinmiyorlar…

Son örneği Y-CHP’li Dersimli Kemal’e telefon edip MHP’yi kınamaya kalkan hanımefendi!

Ne muhteşem bir mirasmış ama… Yiye yiye bitiremediler; hem de “yaban eller” için!

Hasbelkader Ocak’ta bir bardak çay içmiş, Başbuğ’la bir fotoğraf çektirmiş, devrin şartları içinde Ülkü Ocakları’nda görev yapmış bir sürü adam…

Ülkücülüğü bir “meslek” gibi etiketlerinde kullanmaktan ar etmez olmuşlar…

Gölgesi boyunu aşmış son cüce de, Alaattin Aldemir isimli, Başbuğ’un mirasına ihanet edip içine PKK kaçmış CHP’ye üye olan bir allâme…

Etiketine “MHP lideri Alparslan Türkeş’in danışmanı” yazmayı da unutmamış…

“Sömürü alanı geniş” çünkü Ülkücülerin…

Şimdi Alaattin Çakıcı ile sidik yarıştırmaya kalkmış...

Uzun bir mektup yazıp yeni kıblesinde tapınmaya soyunmuş!

*

Akıl, şuur, sadakat, izan, his, vefa nanay!

Dersimli Kemal, Mustafa Kemal’i temsil ediyormuş da…

MHP, illegal yapıyla temastaymış da…

Kaos ve şiddeti körükleyen politikalar ülkenin düşmanlarını mutlu ediyormuş da…

Dersimli Kemal’in vatanseverliği ve devlet adamlığından hiç tereddüt duymuyormuş da…

Dersimli’nin şahsında demokratik siyasi hayatımıza yapılacak her türlü iç-dış tehdit karşısında “bir nefer olarak” duracağını ilân ediyormuş da…

Breh… Breh…

Allah bir kere şaşırtmaya ve ihanet ettirmeye görsün, iflah olmaz insanoğlu…

PKK’yi terör örgütü görmeyenler kader birliği yapan sözde ülkücü…

Vah ki vah!

Görev yaptığı Ülkücü koltukları fiziken işgal etmek ve etiketinden yağ çıkarmak derdine düşmüş zavallılık!

Bu ülkenin asıl millî beka meselesinin Y-CHP olduğunu kavrayamamış şuursuzluk!

Ermeni, Rum ve Yunan’ın rahatsız olduğu Türkiye’den rahatsız olan Dersimli Kemal’e kalkan olmaya kalkan menfaatperestlik!

Ülkücülük bir hayat tarzıdır, meslek ve rant aracı değil!

Utanmıyor musun bu kirli kumpasın aleti olmaya?

*

Bu gölgesi boyunu aşmış Aldemir, Devlet Ata, “Beşbin genç Kerkük için hazır” dediğinde, “Bahçeli, Kerkük için oğlum adına karar veremez!” manşeti atan adamdır!

Bu kapitalizme bulaşmış güdük fikirli adam, bir ara “sivil Ülkücülük mümkün mü?” diye yazılar yazıyordu!

Şimdi Dersimli Kemal’e kalkan olmaya yeltendiği mektupta “Yaşasın tam bağımsız, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti!” naraları atıyor!

“Yeni Türkiye toplumu”ndan bahsediyor! “PKK en kısa sürede Türkiyelileştirilmelidir” diyen,  Evrildikçe evrlmiş beyzadem!

“Güvenilir, dürüst ve ilkeli biri” dediği İBB Başkanı Bay Müdafa’ya oy isteyen bir işadamı…

Seçim öncesi “CHP bu ülkeyi bugünlere taşımıştır” diyen adam…

Ülkü Ocakları Vakfı Kurucu Başkanlığından haftada bir Y-CHP’nin grup toplantılarında egosunu tatmin eden ön sıralardan çekilmiş fotoğraflara savrulmuş bir kişilik…

Twitter etiketinde de “MHP lideri Türkeş’in danışmanı” etiketi!

Cüzdanla vicdan arasında kalmış bir ülkü devi(!) içine PKK kaçmış, anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirmeye kalkan Dersimli Kemal’e kalkan olmaya hazır!

*

Bay Aldemir, Ülkücü 12 Eylül zindanlarında çektiklerine rağmen devletine “of” dememiş ve isyan etmemiş,  bir milletin asil evladıdır…

Alaattin Çakıcı Bey de bu milletin asil bir evladıdır…

Suç işlemişse memleketin hâkimi savcısı var… Sana ne oluyor?

Vefan, sadakatin, cesaretin, millete borcun kalmadı mı?

Sen cuntadan çektin, Çakıcı puştlardan… Neyin kinindesin?

Bu yeni “kimliğin” neyin nesidir ağa?

Yattığın her gün için Cumhur ittifakı ne ödemeli sana, bir de hele?