Bir muhalefet düşünün ki, ümidini, geleceğini, iktidar arayışlarını Türk milletinin hür iradesine değil de terör örgütlerine, vatan-millet düşmanlarına, olağanüstülüklere ve organize suç örgütlerine bağlamış olsun. Onlarla iş birliği yapsın, paylaşımlarına sarılsın, ihanetlerinden medet umsun. Adı millet olan ittifakın istisnasız bütün unsurlarının durumu, kelimenin tam anlamıyla budur. Türkiye’nin Anayasa’sı ve kanunlarına göre kurulmuş, bu ülkeyi yönetme iddiasında olan hiçbir siyasi partinin böyle bir hakkı olmayacağı gibi, bu türlü bir siyaset yöntemi de asla ve kata kabul edilemez. Başka hiçbir şeye gerek kalmadan, sadece bu kadarı bunlara zillet demeyi fazlasıyla haklı hâle getiriyor.

RAHATSIZ OLMALARININ SEBEBİ

Türkiye olağanüstü bir süreçten geçiyor. Terörü yok etmek için bir seferberlik yürütüyor. Koronavirüs salgınını en az hasarla atlatmaya çabalıyor. Etrafımızda oluşturulmak istenen kuşatmayı yarıp, hak ve hukukumuzu korumak için tarihi bir mücadele veriyor. Bunlara paralel olarak kalkınmak, muasır medeniyet seviyesini yakalamak, dışa bağımlılığı bitirmek, özellikle milli güvenliğimizi kimseye muhtaç olmadan kendi güç ve imkânlarımızla eksiksiz biçimde sağlamak için çok başarılı bir program ortaya koyuyor. Bununla da yetinmiyor, dünyanın emperyalist canavarlarının kan ve gözyaşı üzerine kurduğu düzene karşı çıkıyor. Bu kararlı duruş, bu doğru yürüyüş, bu keskin ve sarsılmaz irade karşımızdakileri çılgına çeviriyor. Daha da azıyor, daha da bileniyor, daha çok üstümüze geliyorlar.

KALLEŞLİĞİN HER TÜRLÜSÜNÜ YAPIYORLAR

Cumhur İttifakı’nın bu başarısının önünü kesmek için akla gelebilecek her türlü kalleşliği yapıyorlar. PKK’dan DEAŞ’a, oradan yasa dışı örgütlere ve FETÖ’ye kadar bütün terör örgütlerini üzerimize saldılar. Dünyada terörün akla gelebilecek her türlüsüyle bu kadar muhatap edilmiş başka bir ülke yoktur. Bir iç huzursuzluk çıkarmak için şeytanın aklına gelmeyecek planları devreye soktular. Alevi-Sünni, Kürt-Türk çatışması çıkarmak için tezgâh üstüne tezgâh kurdular. Gezi olaylarının ne kadar planlı ve kasıtlı olduğu geriye bakıldığı zaman çok daha iyi anlaşılıyor. Suriye’de, Akdeniz’de, Libya’da, Kıbrıs’ta, Ege’de karşımıza dikildi, bizi sınırlarımızın için hapsetmeye kalkıştı, bunu başaramayınca tehdidin her türlüsü ile bizi sindirmeye çabaladılar.

ZİLLET KİMİN YANINDA?

Akıl ve vicdan sahibi herkes bu yazdıklarımızın tamamının doğru olduğunu kabul edecektir. Çok şükür bunların hiçbirine pabuç bırakmadık. Ancak herkes elini vicdanına koysun ve söylesin: Bütün bunlar yaşanırken, zilleti oluşturanlar neredeydi? Kimin yanında durdu, neye sahip çıktılar? İstisnasız bu gelişmelerin tamamında Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hak ve hukukunu korumak, bölünmez bütünlüğümüzü her şeyin önünde tutmak yerine, karşı taraftakilere destek ve cesaret verdiler. Terör örgütleri PKK ve FETÖ ile kol kola yürüdüklerini artık inkâr bile edemiyorlar. Etseler de işe yaramıyor, zira kendi içlerinde olanların çok vahim itirafları var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını ve birliğini doğrudan hedef alan bütün emperyalist canavarlara bel bağladı, selam çaktılar. Biden denilen soytarının piyonu olmayı kabul ettiler.

SALDIRI KASITLI VE PLANLI

Bu vahim ve hazin durum hiç şüphesiz ki, zilletin kirli ve karanlık sicilini oluşturmaktadır ve Türk milletinin dikkatinden kaçmamaktadır. Bu sicile sahip siyaset anlayışının, bir organize suç örgütü liderinin paylaşımlarına sarılıp, buradan hükümeti ve Cumhur İttifakı’nı yıpratmaya çabalaması varlık sebeplerine uygun olsa da kendileri adına utanç vericidir. Planlı ve kasıtlı olduğu, birileri tarafından sahaya sürülüp kullanıldığı, paylaşımlarının organize biçimde dağıtıldığı, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hedef aldığı daha ilk paylaşımda çok açık ve kesin şekilde belli olan bu karanlık tezgâhtan nemalanmak için seferber olmak zilletin dibidir ve sözün bittiği yerdir.

OYUN BOZULDU

Doğrudan İçişleri Bakanı’nın hedef alınması bir tesadüf değildir. Güvenliğimize saldırıyorlar. Türkiye’yi içine kapatmaya ve kendi kendisiyle meşgul etmeye oynuyorlar. Böylece bütün terör örgütlerine, vatan-millet düşmanlarına bir nefes alma, toparlanma ve yeniden saldırma fırsatı oluşturmak istiyorlar. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, buradan sonuç almaları durumunda sıra diğer güvenlik kurumlarımıza gelecektir. Sonrasında da hedef bellidir. Bu kadar net olmasına rağmen zilletin ve medyadaki unsurlarının bir meczubun söylediklerini esas alıp, Cumhur İttifakı’na ve hedef gösterilen İçişleri Bakanı’na saldırmalarının makul ve mantıklı bir izahını kimse yapamaz. Eğer ispatlı, belgeli bir suç varsa, bunun gereğini yargı yapacaktır ve bunun dışında bir şey düşünülemez. Ancak hiç kimse aklımızla alay etmesin, bu organize saldırıyı bize başka türlü anlatıp, kabul ettirmeye uğraşmasın. Bunu yapanlar Türk milletinin huzuruna çıkıp, haktan, hukuktan, milli iradeden söz edemezler, etseler de ciddiye alınmazlar. Sayın Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanı yaptıkları açıklamalarla bu kirli oyunu bozmuş, kurulan tezgâhı sahiplerinin başına geçirmişlerdir. Bundan sonra da yapılması gereken bu kararlılığı sonuna kadar sürdürmektir.