Enkaz altından yaralı çıkarılırken dikkat edilmesi gereken pek çok husus var. Aceleye getirilen kurtarma girişimleri sonucunda yeni kanamalar, yeni kırıklar meydana gelebilir, ağır yaralanmalar oluşabilir diyen Dr. Şen’’ Enkaz altında kalınması nedeni ile öncelikli olarak düşen moloz ve ağırlıklar nedeni ile kol, bacak, bel ve boyunda kırıklar, iç̧ ve dış kanama, akciğer ve büyük damar yaralanmaları olabilir. Enkaz altında kalınan sürenin uzaması nedeni ile de istenmeyen farklı durumlar ortaya çıkabilmektedir. Örneğin; soğuk ortamda kalmaya bağlı olarak vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesi, fiziksel etmenlerden kaynaklı gaz zehirlenmesi, elektrik çarpmaları ve çok uzun süre enkaz altında kalmaya bağlı böbrek yetmezliği gelişebilir.

Bu durumları göz önüne alarak, doktor muayenesi yapılana kadar, boyun ve belde kırık var gibi düşünülmelidir. Kalıcı felç̧ riski nedeni ile de omurga tahtası ve boyunluk ile hareket ettirilmelidir. Enkaz altından çıkarılan kişi ayağa kaldırılmamalı, düz zemine uzatılmalı, omurga ve boyun hareket ettirilmemelidir’’ açıklamalarında bulundu.

Şen sözlerine şöyle devam etti; ‘’ Kırıklar ve vücutta kanamaya neden olan bölgeye varsa temiz gazlı bez, gazlı bez yoksa temiz havlu ile sıkıca bastırılmalıdır. Eğer bacakta bir kopma veya arter kanaması var ise bu yöntem kullanılmamalıdır. Solunum sıkıntısı olan hastanın akciğer yaralanması olabileceği göz önüne alınmalı, göğüs duvarı üzerine baskı yapılmamalı ve varsa oksijen desteği sağlanmalıdır. Oksijen desteği sağlanamıyorsa çevredeki görevli olmayan insanlar uzaklaştırılmalı ve temiz hava solutulmalıdır.

Enkaz altında uzun süreye bağlı olarak crush sendromunun yani böbrek, kalp ve solunum yetmezliği gelişebileceğinden bahseden Şen‘’Enkaz altından çıkarılmadan hemen önce mümkünse hastaya serum ile sıvı tedavisi verilmeli  ve enkaz altından çıkarıldıktan sonra hastanede yakın takibe alınmalıdır. Crush sendromu nedeni ile uzun süre enkaz altında kalan hastaların bir an önce çıkarılmasından ziyade bir takım olarak çıkarılması daha uygundur’’ dedi.

İstanbul Rumeli Üniversitesi Hakkında:

İstanbul Rumeli Üniversitesi, 23 Nisan 2015 tarihinde İstanbul’da kurulan bir vakıf üniversitesidir. Toplumun ihtiyacı olan bilim insanlarını ülkeye kazandırmak; bilgili, çağdaş, donanımlı, deneyimli, topluma yararlı, araştırmacı gençler yetiştirmeyi hedefleyen bir yüksek eğitim kurumu ve mükemmeliyet merkezi olma amacını taşımaktadır. İstanbul Rumeli Üniversitesi 2019-2020 eğitim öğretim yılında 4 Fakültede 13 Bölüm, 1 Yüksekokul, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna bağlı 14 Program, Meslek Yüksekokuluna bağlı 11 Program, Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsüne bağlı 2 bölümde eğitim vermektedir. 2020- 2021 eğitim öğretim yılında Tıp Fakültesi ve Hukuk Fakültesi’nin açılması planlanmaktadır.

Detaylı bilgi ve görsel malzeme için DLR / Teni Tapık Çimen- 0506 973 62 24

Editör: Haber Merkezi