Okudukça, izledikçe ve öğrendikçe şaşkınlığımız artıyor…

Bir bankanın şube müdürünün yüksek faiz getirisi ile topladığı paralar sonunda buhar olup uçup gitmiş…

Kimin paraları bunlar?

İlk göze çarpanlar futbol dünyamızın jönleri…

Fatih Terim, Arda Turan, Emre Belözoğlu vs…

Hepsi de birbirinden zengin. Hepsi de birbirinden ünlü…

Yatırdıkları ve kaybettikleri paraların hesabı tutulabilecek cinsten değil. Çok büyük meblağlar…

Bu arada ilgili haberlerin içinde farklı kesimlerden mağdurlara da rastlıyoruz. Onlardan biri evini satarak girmiş bu hayal dünyasına… Banka müdiresi sanığın köylüsüymüş… Çocukluğundan beri de tanırmış müdire hanımı..

Eh sonunda O da hüsran limanına uğrayanlardan olmuş.

Meselenin adli boyutu başka mevzu…

Ya onları bu batağa sürükleyen nedir?

Kazanma, daha çok kazanma, çok daha fazla kazanma arzusu!

Şimdi çırpınıyorlar; mahvolduk, bittik perişan olduk!...

Arzular şelale…

Hele Arda Turan ile müdire hanımın basına yansıyan telefon konuşmaları yok mu, düşülen hırs çukurunun dibini işte orada görebiliyorsunuz!

Arda’nın yakarışları benim diyen edebi romanlarda bile bu denli tesirli olamaz.

Keşke diyor insan keşke bu kadar hırslı olmasalardı da adları hep güzel anılsaydı. Çağın Sülün Osman girdabında savrulup gitmeselerdi.

İşte maddi hırsların insanı getirebileceği yer.

***

İnsanlığın bir başka hırsı da vahşet olarak ortaya çıkıyor. Öznesinde de İsrail ve Siyonizm var.

Kana doymayan, soykırımda engel tanımayan bu özne esasen çağlar ötesinin bir mağduru… Sürgünler, katliamlar ve her türlü mezalimin hedefinde olan İsrailoğulları son elli yıldır da zalim olarak tarihin sayfalarında yerini alıyor.

Garabet ve bizleri şaşkınlığa çeviren mesele de tam burada başlıyor.

Tarihin mazlumu, yeniçağın zalimi!

Kimden intikam alıyorlar? Sadece Müslümanlardan diyemiyoruz; düpedüz insanlıktan!

Yaptıkları vahşet ve katliam bunun göstergesi

***

İnsan her geçen gün daha iyi anlıyor Liderimizin “HUZUR” palanındaki hassasiyetlerini…

İnsanlık hem ferdi olarak hem de toplumsal olarak kendini sınır tanımaz isteklere kaptırırsa neler olduğunu görüyoruz.

Hem dünyayı yaşanmaz hale getiriyor hem de insanlığımızın üzerinden bir silindir gibi geçiyoruz.

İnsan kalbini, vicdanını ve insanlık değerlerini öne çıkarmadığında neler olduğu görülüyor…

Gazze’de bir tek çocuğun akan kanı acaba nelere karşılık gelir?

Bir ananın gözünden akan yaş, bir babanın evladına vedası ya da çocukların öksüz ve yetim kalması…

Hangi kefaretle geçiştirilebilir ki?

Yazık!

Ya Ukrayna?... Farklı mı?

Doğu Türkistan, Bosna, Suriye Türkmenleri… Acı hep bize mi düşecek Allah’ım…