“Eğer bana bir şey olursa Ülkü Ocaklarına haber verin, onlar gereğini yaparlar!”

Ülkücünün vefa ve sadakatine, merhametine çok inanmıştı…

Antalya’da yalnız yaşıyordu…

Ülkü Ocaklarındaki çocuklarla ana-evlat duygusallığı içinde idi…

Sık sık çorba, yemek yapar, Ocak’taki çocuklara getirirdi…

72 yaşındaydı, Ocak’taki gençler onun yaşama azmini arttırıyordu…

Ama önceki gün vefat etti Antalya Ülkü Ocaklarının Fatma Ninesi…

*

Adı Fatma Türkiş’ti… Yalnız yaşıyordu…

Ocağa girip çıkan eli yüzü düzgün, yağız Anadolu çocuklarını gördükçe…

Diğer şehirlerden üniversiteye gelen pür ü pak delikanlılarla karşılaştıkça…

O Ocak’ta sarhoş, uyuşturucu müptelâsı, memlekete zararlı eylemler içinde olan birine hiç rastlamadıkça…

Ülkücü Hareket'e gönül vermiş bir Anadolu anası oldu onlara…

Onları “evlatları” gibi benimsedi, sevdi, sahiplendi…

Öyle varlıklı bir kadın da değildi ama…

Fırsat buldukça çorba kaynatır, “az veren candan, çok veren maldan” misali yemekler yapıp getirirdi gençlere…

Ülkücü gençler de onu anaları, nineleri bellediler…

*

Hayat kısa, ömür dediğin doyulmaz…

Fatma Ana, geçen gün Hakk'ın rahmetine kavuştu…

Konu komşu onu yalnız sanıyordu…

Ülkü Ocaklarının merhamet, sevda, vefa ve sadakat yüklü gençleri onun yalnızlığını hissettirmemeye kararlıydı…

Edebin, adabın, törenin, ata vasiyetinin gereğini yerine getirmeye koştular…

İmanlarınca cenaze işlemlerine sarıldılar…

Cami avlusundaki tabutunu taşıyan da onlardı, mezarına toprak atıp dua eden de…

*

Cenazeye Antalya Ülkü Ocakları Başkanı Ünsal Yılmaz ile Ülkücü gençlerin ağabeyleri MHP Antalya İl Başkanı Hilmi Durgun ve MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan da iştirak edince, duygusal anlar yaşandı elbette…

MHP milletvekili Başkan, “Fatma Türkiş’in vasiyetini yerine getirmek Ülkücü Hareket’in göreviydi… Mekânın cennet olsun koca kurt!” diyebildi…

*

Ciltlerce kitaba sığmayacak “Ülkücü tavrı”na bile vesile oldu rahmetli Fatma Ana…

Türk milliyetçileri varlıkları boyunca ne Mehmet Akif’in yalnızlığını hissettirmiş ve cenazesini orta yerde koymuştu; ne de Fevzi Çakmak’ın ve Karabekir’in…

Karlı 4 Nisan’da Başbuğlarını son yolculuğuna uğurlamak için vatanın dört bir yanından akıp gelen yüz binlerce insan da bu Ülkücülerdi…

Anıtkabir’e Atatürk’ün mezarına sel olup gelen yüz binler de bu Ülkücülerdi…

“Vefa”nın, “beka”nın, “merhamet”in, “sadakat ve liyakat”in numunesi Ülkücüler…

Sağolun Antalya Ülkü Ocaklarının yiğit gençleri… Alınlarınızdan öpüyorum!

İlim, iman, kültür, töre ve geleceğin garantisi olduğunuzu bir kere daha gösterdiniz!