Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Kemal Kılıçdaroğlu '3 Aralık'ı bekleyin' diye öyle bir atmosfer yaratmıştı ki, herkes birbirine “Ne olacak acaba?” diye merakla soruyordu. Biz, dağın fare doğuracağını Kemal Kılıçdaroğlu’nun trajikomik hâlinden biliyorduk da bilmeyenler merakla bekledi. Bir de Kılıçdaroğlu “Ey dünya; sana da sesleniyorum, sen de 3 Aralık'ı bekle” deyince millet siyasi kıyamet kopacak sandı herhâlde… Sonuç ne? Yine Kemal Kılıçdaroğlu trajedisi, yine CHP trajedisi.

Bu trajediyi zaten bizden önce CHP’li yazar ve yorumcular değerlendirdi.

Halk TV'nin Genel Müdürlüğü’nü de yapmış olan CHP’li gazeteci Şaban Sevinç, "Vizyonsuzluk nedir: Amerika'dan birkaç yazar, ekonomi ve bilim insanını telekonferans ile konuşturup İstanbul'da salona doldurduğun CHP'lilere dinletmek" yorumunda bulunarak aslında CHP’nin 3 Aralık gününü özetlemişti.

CHP’li Yılmaz Özdil de Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşinin toplantıda uyukladığı görüntüyü paylaşarak “Heyecan verici bir toplantı oldu“ diye dalga geçmesi de CHP’lileri âdeta çıldırttı. Esas mesele Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun uyuklamasından ziyade, Selvi Kılıçdaroğlu’nun korona olduğu bilindiği hâlde toplantı salonuna getirilmiş olmasıydı. Çünkü toplantı akşamı bu paylaşımı yapan Yılmaz Özdil’e “Selvi Hanım korona olduğu hâlde serum taktırdıktan sonra toplantıya katıldı” diye tepki gösteriyorlardı. Bir gün sonra da CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka düzenlediği basın toplantısıyla Selvi Kılıçdaroğlu’nun korona testinin pozitif çıktığına dair raporu göstererek eleştirilere cevap vermeye çalıştı. Selvi Kılıçdaroğlu’nun korona olmasına rağmen getirilmesi fedakârlık değil, CHP’nin insan sağlığına bakışını gösteriyor. CHP’de bir karantina sorunu var anlaşılan. Neyse Selvi Hanım’a geçmiş olsun dileklerimizle beraber, sağlığını korumak için CHP’den uzak durmasını tavsiye ediyoruz.

Salondaki asıl en büyük trajedi Vizontele CHP manzarasıydı. Filmdeki “Zeki Müren de bizi görecek mi?” repliği gibiydi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni danışmanlarından ABD'li Jeremy Rifkin’in zahmet edip Amerika’dan CHP’nin toplantısına katılmadan,  çevrim içi katıldığı ABD’den ‘Türkiye’nin yeni yol haritasını oluşturacağını’ beyan etmesi CHP’nin trajedisinin en göze batan örneği olmuştur. Salonda da ABD’li danışmanın konuşmasının sadece Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrilmesi de Amerika ve İngiltere’ye “Teknoloji araştırmaya gittiğini söyleyen” Kemal Kılıçdaroğlu’nun teknolojiyi daha CHP’ye getiremediğinin delili olmuştur. İnternet bağlantısındaki kopmalar ve çeviri kulaklığı olmaması ABD ve İngiltere ziyaretinin sadece hamburger yemeye yaradığını gösteriyor.

Bir de CHP toplantısına dair benim aklımda kalan, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’nin partisinin iktidara gelmesi durumunda Çukur-Hendek eylemleri sırasında terör örgütü PKK'yı destekleyen ve devleti 'katliam yapmakla' suçlayan akademisyenlerin üniversiteye geri döneceğini müjdelemesi olmuştur.

CHP gün geçtikte mandacılığa saplanmakta, emperyalizm havuzuna düşmektedir. Türkiye’ye katkı sunacak vizyonları yok ama mandacılığa, emperyalizme hizmette geniş vizyonları vardır.

Türk milletinin yapacağı tek dua “Allah bu zihniyetten Türkiye’yi korusun” olmalıdır. Vizontele CHP için yapılacak tek dua budur.

Editör: Haber Merkezi