Sadece siyasi tutarsızlıkta, çifte standartta, yalan ve fitne çıkarmakta, gaflet ve ihanette buluşmakta kalmıyorlar. Siyasi menfaat uğruna feda edemeyeceği istisnasız hiçbir değerin olmadığını her fırsatta gösteriyor, hatta uygulamaya geçiriyorlar. Zillet olmak böyle bir şeydir işte. Kuralsız, kaidesiz, kıblesiz, duruma göre vaziyet alan bir anlayış ve bunlar bir de ülkeyi yönetmeye aday olduklarını söylüyorlar.

ORTAK ÖZELLİKLERİ İLKESİZLİK

Herkes çok iyi biliyor ki, zilleti oluşturanların başında CHP var. Bu CHP’nin nereden gelip nereye gittiğini akıl ve mantık ölçüleri içinde izah edebilecek bir kişi çıkar mı? Buna parti yönetimi de dâhildir. Sol deseniz sol değil. Sağ deseniz hiç değil. Milli ve manevi değerlerle sorunlu, milletiyle kavgalı, ülkesinin varlığı ve birliğini kolaylıkla feda edebileceğini her fırsatta gösteren bir partiden söz ediyoruz. Biden’dan iktidar bekleyen, FETÖ’den himmet uman, PKK’dan destek isteyen bir zihniyet, bu ülkeyi yönetmeye talip olduğunu söylüyor. Doğal olarak bunlarla ittifak yapanların anlayışı da bu zelil duruma uygun oluyor. İP’inden tutun SP’sine, Deva’sından Gelecek’ine kadar hepsinde durum aynıdır. İlkesizlik, kıblesizlik ortak özellikleridir. Dünya görüşleri, beklentileri, hedefleri, varlık sebepleri birbirine taban tabana zıttır. Aslına bakarsanız birbirleriyle bir araya gelmelerini bir kenara bırakın, aynı havayı teneffüs etmeleri bile mümkün değildir. Bunları kim ve hangi güç, ne için bir araya getiriyor? Ne istiyor, ne bekliyorlar? Cumhur İttifakı’ndan neden bu kadar rahatsızlar? Bütün değerlerini, bütün geçmişlerini, bütün birikimlerini bir kenara bırakarak Cumhur İttifakı’nı yıkmak için iş birliği yapmalarının altında ne yatmaktadır? Asıl cevap arayan sorular bunlardır.

BU NASIL BİR PİŞKİNLİK!

Rahmetli Erbakan hayatı boyunca ne çektiyse CHP zihniyetinden çekti. Başına gelmeyen kalmadı. Kendisine yapılan yakıştırmaları ve hakaretleri buraya yazmaya edebim müsaade etmez. Şu işe bakın ki, yapılan anma programının başköşesini CHP’nin Genel Başkanı tutmuş. Yanında da ihanet ortağı HDP ile beraber. Bu nasıl bir pişkinlik, bu nasıl bir siyasettir! Bunun adı en hafif şekliyle ikiyüzlülük, duruma göre vaziyet almak değil de nedir? Bu CHP’nin eline yarın fırsat geçerse hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, kaldıkları yerden devam eder, kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen, kendilerini onaylamayana bırakın tahammül etmeyi, ellerinden gelse hayat hakkı bile tanımazlar.

YA SONRA NE OLACAK?

PKK’nın ta kendisi olan HDP, zillet ittifakının merkezinde yer almaktadır. Daha önce defalarca sordum, bir daha soruyorum: Olmaz ya, hadi diyelim ki bu millet bunlara inandı ve iktidar verdi. Peki, ya sonra ne olacak? Seçtirdikleri Cumhurbaşkanı nasıl bir hükümet kuracak, nasıl çalışacak, nasıl yola devam edecek? Hangisini ikna edecek, hangisine diyet ödeyecek, hangisiyle ortaklık kuracak? Kandil’i mi dinleyecek, Pensilvanya’dan gelen talepleri mi karşılayacak? Biden’ı mı memnun edecek, Esad’a mı el uzatacak? Libya’dan geri mi çekilecek, Akdeniz’de “biz yokuz” mu diyecek? Ege’de, Kıbrıs’ta kararı hangi verecek, hangisi uygulayacak? Hadi çıksın birisi bu sorulara makul ve mantık ölçüleri içinde cevap versin de görelim. Neresinden bakarsanız bakın, aynı şeyi görürsünüz. Buradan bu ülke ve milletin faydasına olacak bir şey çıkmaz. Bu imkânsızdır. Karşımızdaki bir yıkım ittifakıdır.

GÖLGE ETMEYİN YETER

Cumhuriyetimizin bir asrı doldurmasına şunun şurasında iki yıl kadar zaman kaldı. Hedeflerimiz var, yaptıklarımız, yapacaklarımız var. Siz zilleti oluşturan partilerden bir tekinin bırakın yüzüncü yılı, yüz saat sonrası için elle tutulur, kabul edilir, gerçekten de üzerinde durulup düşünmeye değer, heyecan ve ümit veren bir planı, bir programı olduğunu duydunuz veya gördünüz mü?

Çözüm bekleyen bu kadar sorunumuz var. Tamamını aşmak için millet olarak bir seferberlik hâlindeyiz. Çok şükür hepsini hâllediyor ve yolumuza devam ediyoruz. Salgını en az hasarla atlatan ülkelerden biriyiz. Aşılamada çok hızlı ve etkili bir konumdayız. Terörü bitirme noktasındayız. Her yerde hak ve hukukumuzun gereğini yapıyor, önümüze çıkan engelleri kararlılıkla aşıyoruz.

Savunma sanayiinde büyük başarılar elde ettik, hatta bütün dünyanın savunma stratejilerini değiştirecek projelere imza attık.

Siz zilleti oluşturan partilerden tek bir tanesinden bütün bu gelişmelerle ilgili destek olan, en azından onaylayan bir açıklama duydunuz mu? Bırakın onaylamayı, rahatsızlık duyuyor, en azılı düşmanın bile söyleyemeyeceğini söylüyor, engellemek, bozmak ve yok etmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Onun için bunlara, “gölge etmeyin yeter, sizden başka ihsan istemiyoruz” diyoruz.