Bir önceki yazıda yalan habere bir giriş yapmıştık. Görülen o ki yalan haberi tanıyabilmek için biraz da olsa bilinç sahibi olmakta büyük fayda var.

Haber içeriklerinin doğrulanması için ilk adım elbette içeriği paylaşanın doğrulanması. Örneğin,

-        İçeriği ilk paylaşanlar kendi isimleriyle mi yoksa takma isimlerle mi paylaşıyorlar?

-        Daha önce paylaşımlarına itibar ettiğiniz kişiler mi?

-        Paylaşılan hesap ne zaman oluşturulmuş? Yeni hesapların operasyon hesapları olma ihtimali yüksek.

-        Hesabın geçmiş paylaşımları benzer konularda mı, yoksa bu hesap, ansızın, konu değiştirip bir operasyonun parçası mı oluyor?

Sosyal medya içeriğini doğrulamanın bir sonraki aşaması tarih ve yerin doğrulanmasıdır.

-        Bir kişiye atfedilen bir söz başka bir kişinin başka bir konuda yıllar önce söylediği bir söz olabiliyor. Bir metnin daha önce paylaşılıp paylaşılmadığını bulmak için Google aramaları kullanılabilir. Bu aramalar zamana göre sıralanarak, bir konuşmanın belki de 10 yıl önce, başka bir olayda, başka bir kişi tarafından söylendiği ortaya çıkarılabilir.

-        Fotoğraflardaki ve videolardaki hava durumu, o gün olay yerindeki hava durumu ile karşılaştırılabilir. Bunun için wolframalpha.com arama motoru kullanılabilir. Örneğin “geçen yıl bugün Ankara’da hava nasıldı” bulmak için arama şu şekilde yapılabilir: “weather, ankara on 15 May 2018”

-        Videoların yüklenme tarihlerinin olay ile eşleşip eşleşmediği kontrol edilebilir.

-        Fotoğraflardaki ve videolardaki konumun gerçekten bahsi geçen yer olup olmadığı, Google Street View üzerinden o caddenin fotoğraflarına bakılarak teyid edilebilir.

Elbette bir sonraki aşama içeriğin doğrulamasıdır.

-        Bir fotoğraftaki kişilerin, olayın geçtiği yöreye uygun giyinip giyinmediği, insan tiplerinin o yöre insanlarına benzeyip benzemediği gözle yapılabilecek kontrollerdir.

-        Paylaşılan fotoğrafların da daha önce paylaşılıp paylaşılmadığını öğrenmek mümkün. Google Reverse Image Search (google.com/imghp) ve TinEye resimlerin geri doğru aranabildiği uygulamalar. Yani bu uygulamalara resmi veriyorsunuz ve bu resmin daha önce internette bir yerlerde geçip geçmediğini görebiliyorsunuz. Genelde, çıkan sonuçlarda resmin en kaliteli hali, resmin ilk çıkış noktası olabiliyor. Bu yöntem videolar için de videoların ön görünüm resminin aranması yoluyla kullanılabilir.

-        Tüm fotoğraflarda çeken makine tarafından eklenen EXIF isimli, gözle görülmeyen, ama özel programlarla okunabilen bilgiler vardır. Resmi çeken makine, çekildiği koordinat, varsa resmi düzenleyen Photoshop gibi program isimlerine ulaşılabilir. Bu programları indirmek için “exif viewer” adıyla arayabilir, metapicz.com ve benzeri siteleri kullanabilirsiniz.

-        Fotomontaj kontrolü için, gözle fark edebileceğiniz gölge kontrolü ve resmi büyüterek piksellerin devamlılığını kontrol etmek gibi yöntemlerin yanında fotoforensics.com, imageforensic.org gibi internet sitelerini kullanabilirsiniz. Bu siteler resme sonradan eklenen öğeleri ortaya çıkarabilmekte.

-        Yazılı metinlerde, Türkçe’nin gerçekten düzgün bir Türkçe’mi, kötü bir çeviri mi olduğu, içeriğin bir insan mı yoksa programlanmış bir robot yazılım (bot) tarafından mı gönderildiğini gösterecektir. Örneğin Facebook paylaşımlarının altına eklenen yorumlarda zaman zaman anlamsız metinler görebilirsiniz. Bu yorumları yapanlar Facebook Bot ismi verilen bilgisayar kontrollü hesaplardır. Dolayısıyla bunların yayınladığı içerikler de güvenilmezdir. Bu arada Trump’ın kampanyası için atılan tweet’lerin yarısının botlar tarafından atıldığını da düşününce bot olayı internette ciddi bir sorunu haline geliyor.

Bu ve benzeri yöntemleri, örnekleri ile anlatan Doğrulama El Kitabı’na internet üzerinden arayarak ulaşabilirsiniz.

İşte bu aşamalarla ve kendiniz geliştirebileceğiniz yöntemlerinizle bir haberin gerçekliği ile ilgili kanı edinebilirsiniz. Sosyal medya paylaşımlarında algı yönetimine maruz kalmamak bizim elimizde.