Rus ayısı, kahpeliğine devam ediyor…

Zalim Esad’ı korumaya, sivilleri bombalamaya devam ediyor…

Moskova’daki Türk-Rus görüşmelerinde ipe un seriyor, bizi oyalıyor.

Devlet Ata’nın “Biz Rusya’yı 93 Harbi’nden biliriz. Biz Rusya’yı 4 Şubat 1945’te yapılan Yalta Konferansı’nda Boğazlar üzerindeki emellerinden tanırız. Biz Stalin yönetimindeki Rusya’nın 1945’te düzenlenen Moskova Konferansı’nda Türk topraklarını istila talebini de asla hafıza kayıtlarımızdan çıkarmayız” hatırlatmasının üzerine daha denecek bir şey var mı?

Bir noktayı hatırlatalım:

“Hem ABD'nin hem de Rusya’nın, Bahçeli’yi doğrudan hedef almasının nedeni” nedir sizce?

*

Rusya bir tehdittir…

Putin bize başka, Suriye’ye başka, diğer muhataplarına başka konuşan bir riyakârdır…

Oyalama taktiği olduğu ortaya çıkan Astana ve Soçi Mutabakatlarının aksine hareket etmektedir…

Suriye’de akan kanın ortağıdır…

Moskova, şimdi “Türkiye’nin müdahalesi en kötü senaryo olur” diyor…

 

         *

         İkiyüzlü ABD, gelişmeler sonunda “Şehitlerimize rahmet dilemeye” kalkıyor…

         “Türkiye’nin İdlib’deki meşru çıkarlarını destekliyoruz” diyor…

Bir yandan da “müttefik, stratejik ortak” diye diye her laneti işlemeye devam ediyor…

         Bir yandan da bütçesinde PKK/YPG’ye milyon dolarlar ayırıyor…

         El altından da “darbe söylentisi” pompalamaktan vazgeçmiyor…

Bir yandan Rusya ve Esad’ı kınıyor, bir yandan da PKK/YPG ile üs kuruyor…

Ege’de, Yunan ve Fransızlarla askerî tatbikat yapıyor…

Rusya nasıl Esad’ın hamisiyse, ABD de PKK/YPG’nin hamisidir…

Fransız Macron, Libya’da CIA ajanı Hafter’e silah sağlamaktadır…

ABD, İngiltere ve Almanya Esad’dan saldırılara son vermesini istiyor…

Oyun içinde oyun…

*

İran ise saman altından su yürüten, Türk düşmanlığı açık bir tehlikedir…

Siyonist İsrail, “Suriye’de ne işin var” diye İran’ı vurmanın derdindedir…

ABD, İran’ın karizmasını Halep kasabı Süleymani’yi öldürerek çizmişti...

İran, Suriye’de rejimin yanında özellikle Türkmenlere karşı savaşan asker yolluyor…

Hem de Afganistan, Lübnan, Yemen ve Pakistan’dan topladığı Şii milisleri eğitip yolluyor!

İşte bunlar Türk gözlem noktalarına saldırıyor…

Yani bütün teröristler İdlib’de!

*

Türkiye tehdit altındadır…

Suriye’deki ateş ve göç, Türkiye’ye yöneliktir…

İçerideki musibeti en kısa sürede defedip, dışarıdaki tehlikeye yoğunlaşmak zorundayız!

Meselâ Sorosçu Kavala’nın tekrar tutuklanmasına, “İktidardaki ömrünü uzatmaya çalışan bir mafyanın rehinesi haline gelmiştir” diyebilen PKK’lı Şık ve Tanrıkulu gibi adamların sesi kesilmelidir…

Kahraman Türk askeri üzerinden polemiklere son verilmelidir!

Milyonlarca Suriyelinin Türkiye’ye gelmesi büyük tehlikedir…

Sözde Kürdistan’ın bir basamağını daha eyleme geçirme planıdır…

Tarih, akıl ve bilim göstermektedir ki, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur…

Tarih boyu olduğu gibi “yalnızız”