Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yapay zekânın dijital kültür oluşumunda umulmadık etkisi - 1

Yapay zekânın dijital kültür oluşumunda umulmadık etkisi - 1

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Vikipedi sitesi, 2017 yılında Türkiye'nin Kuzey Suriye harekâtını işgal olarak niteleyen yazılardan sonra mahkemenin aldığı erişimin engellenmesi kararıyla yasaklanmıştı. 2020 Ocak'ta ise Anayasa mahkemesinin bireysel başvuru nedeniyle verdiği karar ile açılmıştı.

Bu ve benzeri yasaklamalarda ana sebep orada Türkiye ve Türkler aleyhine yazılan girdiler oluyor. Bu tek olayın dışında, mahkemeler çeşitli emirlerle birçok sitedeki aleyhimize olan içeriği kaldırmak için uğraştılar. Hükümetler sosyal medya şirketlerini Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uygun şekilde çalışır hale getirmek için yine çeşitli kanunlar çıkardı. Bunlar, bu mecralarda Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde yazan insanların yazılarının silinmesi veya bu insanların kimliklerinin Türkiye Cumhuriyeti'ne bildirilmesi ile burada cezalandırılmaları gibi amaçlarla veya sonuçlarla atılan adımlardı.

Şu an durum hala benzer şekilde ilerliyor. Gelecekte ise nasıl bir problemle karşılaşacağımızı anlatayım. Duymuşsunuzdur, Chatgpt isminde bir yapay zekâ sistemi faaliyete geçti. Microsoft'un başını çektiği bir grubun (OpenAI) sunduğu bu sistem, hem ücretsiz hem ticari sürümleriyle kullanılabiliyor. Bununla beraber, Google, Bard isminde farklı bir sistem üzerine çalışıyor. Twitter ise Grok isminde farklı bir sistem üzerinde çalışıyor. Bunlarla beraber çeşitli spesifik şirketler de kendi alanlarında çalışmalar üzerindeler.

Bu yapay zekâ sistemlerine, örneğin ermeni tehciri ile ilgili bir soru sorduğunuzda bunun bir sözde soykırım olduğunu iddia etmesi beklenebilir. Çünkü bu sistemlerin beslendiği veri kaynakları bu şekilde bilgilerle yoğunlaşmış durumda ise, bu sistemler de öğrendikleri bilgiler üzerinden çalışacaklar ve bu şekilde bir sonuca varacaklardır. Peki, bu sistemlerin yani yapay zekâ servislerinin nereden öğrendiğine gelelim. Akademik makaleler, internetteki halka açık içerikler, kitaplar, yapay zekâya sorulan sorular ve yine yapay zekâya sistem kullanıcılarının verdiği çeşitli bilgiler ve dosyalar. Bunların tamamı bu üretken yapay zekâları eğiten içeriklerdir.

Dolayısıyla yapay zekâların da bir siyasi yönü olmuş olacaktır. Münih ve Hamburg Üniversitelerinin bir çalışmasında Chatgpt'nin 3 versiyonu, çevreci ve sol liberal olarak tanımlandı. Bu da eğitildiği içeriklerin oryantasyonunu göstermekte.

İşte, internete baktığınızda da, erişilebilir diğer kaynaklara baktığınızda da maalesef Türkiye'nin aleyhine çok veri olduğunu iddia etmek mümkün. Gerçekten de bugün ben ermeni tehciri nedir diye bir soruyu Chatgpt'ye sorduğumda verdiği cevabın şu kısmı önemlidir: “Tehcir, Türkiye ve birçok ülke tarafından soykırım olarak tanımlanmazken, bazı ülkeler ve tarihçiler tarafından ermeni soykırımı olarak adlandırılır ve tanınır. Bu konu, Türkiye ve Ermenistan arasında ve uluslararası alanda halen tartışmalı ve hassas bir konudur.”

Gelecekte yapay zekânın kullanıldığı, çocukların evde yaptığı ödevlerden tutun, akademik çalışmalarda yapay zekânın kullanıldığı durumlara kadar birçok yerde üretken yapay zekânın verdiği cevaplar üzerinden Türkiye aleyhine durumlar ortaya çıkabilecektir.

Ben bu gazetedeki ilk yazılarımdan birinde dijital kültür oluşumundan bahsetmiştim. Tarihte kültürler, önce sözlü, sonra yazılı kültürler ve günümüzde de dijital kültür olarak bugüne kadar geldi. Sözlü kültür bir Dede Korkut hikâyesinin kulaktan kulağa anlatılarak bugüne kadar gelmesi ile örneklenebilecek bir kültür iken, yazılı kültür Orhun abideleri gibi birçok yazılı kaynak ile örneklenebilir.

İşte, dijital kültürü de benzer şekilde dijital mecralarda oluşan kültür olarak tanımlamıştım. Verdiğim derslerde de her zaman dijital kültür oluşumunun öneminden bahsediyor ve aleyhimize bir kültürün oluşmaması için mutlaka bizim tezlerimizin de her mecrada yer alması gerektiğini, sosyal medyaların birer vitrin değil, birer tartışma, karşılık verme veya bilgi yayma mecrası olması gerektiğini vurguluyorum.

İşte şimdi çok daha büyük bir sonuca yol açabilecek bir gelişme karşımızda. Önceden sitelere girip aleyhimize yazan PKK sempatizanları veya ermeni idealcileri ile uğraşırken, şimdi yapay zekâ üzerinden üretilen içeriklerle yeni içerik üreten çalışan birçok kişi ile uğraşacağız.

Sorunun kökü belli. Sonraki yazıda, neler yapılabilir, bunları değerlendirelim.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *