Bu hafta ekonomide yeni yapısal reformların açıklanacağı ilan edildi. Bunlar muhtemelen, yeni yatırımlar için büyük teşviklerle beraber, yürüyen işletmeler ve vatandaş için de acı reçeteler içerebilir. Peki, yapısal reformlar yalnızca finansal sistem üzerinden gerçeklenebilir mi? En ileride olmadığımızı bildiğimiz teknolojide ve bilimde ilerleme için gerekli yapısal reformlar da var mı? Satın alma bunun neresinde?

Ekonomide olumlu sonuçlar hedefleyen bir yapısal reform yalnızca finansal sistem üzerinden ele alınamaz. Üretim bunun temel bir bileşenidir. Üretim, yerli pazar ile doğrudan ilişkilidir. Bu noktada yerlinin önündeki bugün halen var olan, arka kapı da oluşturan, bazı yapısal engelleri vurgulamak önemli.

- Aciliyet: Acil konulu alımlarda menşei gözetmeden alımlar hızlı bir şekilde yapılabiliyor, yerlisi olmayan ürünlerin tasarımı ve üretimi için yeterli zaman bulunamıyor.

- Doğrudan alım kanalları: Kamu, kanunen yetki verilmiş bir kısım KİT’lerden doğrudan alım yapabiliyor. Örnek vermek gerekirse herhangi bir devlet kurumu, Türksat üzerinden Kamu İhale Kanunu'na konu olmayan yöntemlerle alım yapabiliyor. Bu KİT’lerde yerli malı alımının gözetimi ise bu kurumların insafına kalmış durumda.

- Büyük taahhütlerde yerlilik oranları: Havelsan, Aselsan, diğer savunma sanayi şirketlerine ihale edilen projeler, şehir hastaneleri gibi büyük yap-işlet-devret projeleri ve benzeri işler, uygulanan büyük satın alma yöntemlerinden. Üstelik bu tür işlerde altyapılar hemen ya da bir vadede devletin malı oluyor. Bu şekildeki taahhüt işlerinde, yerli ve milli ürünlere destek, niyetin çok da ötesinde değil.

- Hesap vermeme: Herhangi bir konuda yabancı bir mal alındığında bununla ilgili bir hesap verme mekanizması mevcut değil. Belki de buradan gelen rahatlıkla, kurumlar, hazırlarken tamamen özgür oldukları şartnamelere hedefledikleri yabancı ürünlerde bulunan birkaç teknik maddeyi ekleyerek bunlara avantaj kazandırabiliyorlar. Gerçekten neye ihtiyaç olduğunu analizdense, paranın alabildiği en özellikli malı alabilmek halen tercih ediliyor.

- Tek bütçe: Kurumların proje bütçelerinde yerli ve yabancı menşei ayrımı yok. Alımlar bu tek bütçe içinden esnek bir şekilde yapılabiliyor. Devrim niteliğinde bir değişiklikle eklenecek bir yerli malı bütçesi ile, devlet, parasını harcarken bunun ne kadarının yurt içinde kalacağını, daha bütçeleme aşamasında garanti altına alabilir.

Önümüzdeki dönem, ekonomide güçlenme için her kesimin inanarak odaklandığı bir dönem olacak. Hazine ve Maliye Bakanlığını tamamlamak üzere, ekonomiye altyapı oluşturacak alanlarda sorumlu olan kurumların da alanlarındaki yapısal reformlarda adımlar atması önem taşıyor. Teknoloji, bilim, sağlık, enerji, tarım, sanayi, ticaret, adalet, eğitim başta olmak üzere tüm alanlardaki yapısal reformlar, resmi tamamlamalıdır.