HER ne kadar terörle mücadele, Fırat’ın doğusunda bir güvenli bölge oluşturma, milli güvenliğimiz üzerindeki tehdidin ivedilikle yok edilmesi asıl gündemi oluştursa da, Türkiye’nin çözüm bekleyen başka sorunları da var. TBMM’nin yeni yasama yılı faaliyetlerine başlamasıyla birlikte yoğun bir döneme girileceği anlaşılıyor. Hazırlanan ve siyasi partilerin değerlendirmesine sunulan yargı paketinin öncelikle gündeme gelmesi sürpriz olmayacaktır. Kaldı ki, hukukun en önemli ayağı olan yargının ciddi sorunları var. Adalet herkese lazımdır. Ağır iş yükü altında çırpınan adliyelerin ne kadar adalet dağıtabildiği çok ciddi bir soru işaretidir.

TASLAK OLUMLU

Yargının içinde bulunduğu sorunların çözümü hedeflenerek hazırlanan birinci paketin, geneli itibarıyla olumlu olduğunu ve bir an önce yasalaşmasının gerektiğini söyleyebiliriz. Teknik ayrıntılara girmeyeceğim. Ancak, “geciken adalet, adalet değildir” prensibinden yola çıkılarak hazırlanan taslak eğer yasalaşırsa, yargılamanın hızlandırılmasına ve davaların bir an önce sonuçlanmasına büyük katkı yapacağı muhakkaktır. Nitekim, MHP taslağın mevcut haline olumlu görüş bildirmiştir. Sayın Feti Yıldız’ın detaylı değerlendirmeleri haber sayfalarımızda mevcuttur. CHP ve yancıları yine ipe un seriyor, daha şimdiden bahaneler üretiyorlar. Onların önceliği hukukun işlemesi, yargılamanın doğru, sağlıklı ve hızlı yapılmasından çok, gerçek ortakları olan PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin işini kolaylaştırmaktır. Henüz net bir şey söylememiş olsalar da, pakete bu terör örgütlerine nefes aldıracak düzenlemeleri de sokma gayretine girmeleri bizi şaşırtmayacaktır.

ŞARTLI SALIVERME BİR İHTİYAÇ

AK Parti ve MHP’nin birlikte hareket etmesi Mecliste her türlü teklifi kanunlaştırmaya fazlasıyla yeterlidir. Bu durumda taslağın bir teklife dönüştürülerek Meclise sunulması durumunda, kısa zamanda yasalaşarak yürürlüğe girmesinin önünde bir engel görünmüyor. Ancak, yargının ve hukukun başka ciddi ve ağır sorunları da var. Ülkemizde köklü siyasal değişikler yapılmış, yeni bir sisteme geçilmiştir. Toplumsal uzlaşma ve barış ortamının sağlanması için bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Sosyo ekonomik yapının son yıllarda bozulması sonucu suç ve suçlu sayısı patlama noktasına ulaşmıştır. Buna bağlı olarak cezaevlerindeki doluluk oranı aşırı şekilde yükselmiş ve artık bu yükü taşıyamaz bir hal almıştır. Cezaevlerinde 23 Eylül 2019 tarihi itibarıyla 238 bin 319 hükümlü, 48 bin 415 tutuklu olmak üzere, toplam 286 bin 734 kişi bulunmaktadır. Ülkemizde 355 cezaevi mevcut olup, cezaevlerinin kapasitesi 211 bindir. 76 bine yakın tutuklu veya hükümlü ancak vardiya sistemi ile yer ve yatak bulabilmektedir. Son derece tehlikeli bu durum, bazı tahrik, istismar ve provokasyonlara bağlı olarak hiç istenmeyen ve beklenmeyen sonuçlar doğurabilecektir. Ayrıca cezaevlerinin doluluğu ve insan onuruna aykırı kötü şartlar, ıslah fonksiyonunun neredeyse kaybedilmesi gibi bir gerçeği karşımıza çıkarmaktadır. FETÖ/PDY mensubu hakim ve savcıların vermiş oldukları kararlarla ilgili hiçbir düzenlemeye ve düzeltmeye gidilmemiştir. Örgüt mensubu olmayan kişilere telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaşatıldığı, ayrıntıları ile ortaya çıkmıştır.

AF DEĞİL

Bu tablo, MHP’nin hazırlayıp TBMM Başkanlığına sunduğu şartlı salıverme teklifinin bir an önce yasalaştırılmasını zorunlu kılmaktadır. Hiç kimse bu teklifi sulandırmaya, başka yerlere çekmeye uğraşmasın. Teklif, elzem bir ihtiyacı karşılamaktadır. Bir af değildir. Belli bir tarihe kadar işlenmiş bazı suçlardan 5 yıl şartlı ceza indirimi ile sınırlıdır. Şartlı ceza indiriminden faydalanan tutuklu veya hükümlü, cezanın bitim tarihine kadar hapis cezasını gerektiren herhangi yeni bir kasıtlı suç işlemesi halinde yapılan indirim geri alınarak, işlemiş olduğu yeni suçun cezası ile birlikte cezası infaz olunacaktır. Şartlı ceza indirimi yapıldıktan sonra infazı gereken ceza kalmaması durumunda ise hükümlü salıverilecektir.

BÜTÜN PARTİLER KATKI YAPSIN

Yapılması gereken bellidir. Bu teklifin daha fazla geciktirilmeden yasalaştırılması, büyük bir rahatlama sağlayacaktır. Kaldı ki, bütün siyasi partiler bu konuda olumlu görüş bildirmişlerdir. Eğer, bazı kesimlerin iddia ettiği gibi, buradan bir siyasi fayda elde edilecekse, katkı yapan bütün partiler bundan faydalanabilirler. MHP’nin beklentisi ve talebi, 1’inci yargı paketinden sonra bu teklifin ele alınması ve kanunlaştırılmasıdır. AK Parti’nin de buna katılması durumunda hukukun, yargının ve özellikle adalet duygusunun çok önemli bir engeli daha ortadan kaldırılacaktır.

IMF VE SİYASETE MÜDAHALE

Yeri gelmişken konuyla ilgisi olmasa da CHP ve yancısı İP’in, IMF heyetiyle görüşmesi hakkında da kısa bir değerlendirme yapmak isterim. IMF ne zaman Türkiye’ye gelmiş ve ekonomiye müdahale etmişse, ardından mutlaka siyasette çok sarsıcı gelişmeler yaşanmış, iktidarlar değişmiştir. Bu gerçek, Türk milletinden ümidi kesenlerin, kimlerden ve nerelerden yardım beklediklerini ve ne tür dümenler çevirdiklerini de net biçimde ortaya koyuyor.