Türk futbolu dibe vurmak üzere… Büyük bütçeler, yüksek rakamlı ödemelerle kendi geleceklerini, bağlantılı olarak Türkiye’nin geleceğini karanlığa sürükleyen “dört büyükler” yüzünden… Demir Grup Sivasspor’u, mütevazı bütçesi, derinliği olmayan, ekonomik kadrosuyla yakaladığı başarıyı sürdürebilmesi dileğiyle kenara koyup, lige şöyle bir bakalım.

Türkiye Süper Ligi, 263 milyon avro ile Avrupa’nın en çok zarar eden ligi… Bu durumun en büyük nedeni, genel borç yükünde, Avrupa’nın ilk 20’si arasına giren Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın yanı sıra, 20’ye girmese de hemen arkalarından gelen Trabzonspor. FİFA, UEFA yetmedi, Futbol Federasyonu hep bir elden önce dört büyükleri “ıslah” etmek için uğraş veriyor. Yani, 18 kulübün 12-13 milyar liralık borcunun 10-11 milyar lirasının sorumlusu dört büyükler, kendilerine çeki düzen verebilirse, Süper Lig kurtulur.

Bütçesi denk, borcu alacağından aza inmiş kulüpler bütünü, Türk futbolunu dipten kurtarır. O zaman ilk yapılması gereken, yıllar içinde şampiyonluğun doğal adayları haline gelen dört takımın düzene girmesi… Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, bu sıkıntı döneminde bir çağrı yaptı: “Gelin toplanalım…” Göreve geldiğinde son derece ılımlı, düşmanlıkları ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atan Koç, kulübün çıkmazlarıyla, altından kalkılmaz borçları ve camianın her şeye rağmen ‘şampiyonluk beklentileri’ ile yüzleşince, ılımlı çizgisinden giderek uzaklaştı. Birer birer köprüleri atmaya başladı. Kısa bir süre önce rakiplerine sert sözlerle yüklenmekten çekinmeyen Koç, yine de toplantıya çağırdı üç büyük başkanı. Her şeye rağmen, bu adımı atan Koç’un çağırdığı bu toplantı yapılmalı. Dört büyük için değil, Türk futbolu için yapılmalı. Barışmalarına gerek yok, küskünlükleri varsa bitirilmesine de… Bu toplantı, başta ligdeki 14 kulüp, diğerleri için yapılmalı.

Yıllardır, kendileri dışındaki kulüplerin en iyi oyuncularını yedeklerine alarak hem onları zayıflattıkları hem de kendi bütçelerini çökerttikleri durumdan kurtulmayı konuşmalılar. Centilmenlik mi dersiniz, sportmenlik mi? fark etmez, bir araya gelip, ekonomik çözümler üretmeli, yetiştirici, yaratıcı kimliklerini parlatarak yarışa girmenin yolunu tartışmalılar. Ve bu toplantı geçmişin izlerini değil, geleceğin güzelliklerini ortaya çıkartmalı. Mutlaka toplanın… “Hep bana, hep benim” sözleri yerine, “Haydi, hep birlikte” diyerek Türk futbolunu kurtarmak için, toplanın…