"Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP’li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşmeyiz.”

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli bu cümleleri 2010 yılında kurmuştu. Bu cümleler üzerinden 12 yıl geçti yine değişen bir şey yok… Bu tarifteki kişiler, maske değiştirse de, mekân değiştirse de kullanışlı figüran olmayı aynı tarzda sürdürüyorlar.

          Adam, 30 yıl önce MHP’de yahut Ülkü Ocaklarında görev yapmış. Onun üzerine 40 kapı gezmiş ama hala MHP ve Ülkü Ocakları kimliğini kullanıyor. Niye? Çünkü onu kullananlar için, onun 30 yıl önceki kimliğini lazım. Kendini kullandıran için ise gittiği yer mikrop, veba kimliği taşıyor ki, hiç oranın kimliğini resmiyette taşısa bile kullanmıyor.

          Geçen hafta CHP’nin İlçe Belediyesi Yenimahalle’nin meclis üyesi Selim Kaptanoğlu’nun “Türkeş’in kurmay kadrosundan” şeklinde sunulması da buna bir örnektir.

          Oysa CHP’ye geçmeden öncede Demokrat Parti’de Gültekin Uysal’ın kurmay kadrosunda idi. Masa ortağınız Gültekin Uysal’ın isminden utanıyor musunuz da, Selim Kaptanoğlu’nun 30 yıllık önceki kimliğini kullanıyorsunuz?

Ya da Selim Kaptanoğlu CHP kimliğini veba, mikrop olarak gördüğü için mi kullanmıyor?

          Oysa Selim Kaptanoğlu zihniyet olarak tam CHP’li olmuş… Geçtiğimiz aylardaki, yıllardaki konuşmalarını izledim. Birçok CHP’li PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi onun gibi savunamaz inanın…

Bir programa çıkmış aynen şunu diyor:

          “HDP ile açıktan işbirliği yapmayalım. Bunu çok kullanırlar. Herkes adayını çıkarsın. CHP adayını çıkarsın, HDP adayını çıkarsın. İkinci turda işbirliği yapalım.”

          “Türkeş’in kurmay kadrosundan…” diye sunulan adamın sinsi ve hain kurnazlığına bakar mısınız? “HDP ile gizli işbirliği yapalım” diyor… Yerel seçimlerde de CHP zaten bunu yaptı.

          Mansur Yavaş’ın adamı olunca doğal elbette. “Ajans izin verirse HDP ile görüşürüm” diyen, “Demirtaş’ı özgür bırakın” diyene “İnşallah” diyen Mansur Yavaş’ın yanında menfaat kovalarsa elbette “HDP ile gizli işbirliği yapalım” der…

          Ama “Türkeş’in kurmay kadrosundan, Türkeş’in doktoru…” diye sunulan adamın bunları demesi daha iğrenç oluyor. Bu cümleleri çıkıp CHP Yenimahalle Belediyesi meclis üyesi olarak söylese inanın hiçbir mesele olmaz. Çünkü gittiği partide, parti politikasına uyum sağlayan kişi olmuş olur. Ama bu adamı konuşturanlar MHP ve Ülkücü kimlik üzerinden konuşturuyorlar.

          MHP’den ayrılıp DYP’ye, oradan AKP’ye, oradan da CHP’ye geçen biri daha var. O da aynı Selim Kaptanoğlu gibi kullanılıyor.

          AKP’de iken açılım sürecini meşrulaştırmak için kullanılmıştı. Hatta “İmralı’ya Öcalan ile görüşmek için bizi yollasınlar” diyecek kadar düşmüştü. Ama hiç eski DYP’li, mevcut AKP’li sıfatını kullanmadı. Hep eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Alparslan Türkeş’in Danışmanı sıfatını kullandı. Şimdi CHP’ye geçti “Bu ülkede Kürt Sorunu var” diyor. Ama yine CHP’li kimliğiyle değil, MHP ve Ülkü Ocakları eski kimliğiyle konuşturuluyor. Onun adı da Alaattin Aldemir.

          Böyle örnek vereceğimiz o kadar isim var ki… MHP ve Ülkü Ocakları bünyesinden böyle insanların çıkması utanç verici…

          CHP= HD(P)KK olmuş, CHP her milli konuda vatana ihanet noktasında ama bu ve benzeri adamlar CHP’de menfaat kovalıyor.

          Önümüzdeki günlerde buna benzer birçok adam eski sıfatlarla CHP kölesi olarak piyasaya sürülecektir. CHP içinde böyle bir hazırlık yapıldığı biliniyor.

          30 yıl, 20 yıl, 10 yıl önceki eskiyen kimliklerle CHP’ye hizmet etmeye çalışanlara sadece “CHP kimliği mikropluk mu, veba mı, lağım mı onu niye kullanmıyorsunuz?” diye sorun… Cevap veremeyecekleri için oynadıkları figüranlıkta böylelikle açığa çıkacaktır.

          CHP bunları Kandil’e gönderse menfaati için oraya gider… MHP’den ayrılıp, kapı kapı gezerek PKK’yı, HDP’yi, terörist Demirtaş’ı bile savunan adamlar, menfaati için vatanı satacak noktaya gelmiştir. Ne acı, ne iğrenç bir durum…