Arap sevicileri, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları gemi iyice azıya aldı…

Bir zamanlar Fesli Deli Kadir’in ektiği tohumlar meyve veriyor anlaşılan…

“Cehalet küstahlığı” adalet önünde müeyyidesiz de kalınca…

En küçük fırsatı bulduklarında başlarını çıkarıp kin kusuyorlar…

            *

En çok kargaşa çıkarıp milleti aldattıkları konu “alfabe”miz…

Neymiş, “Gazi Mustafa Kemal bir gecede milleti geçmişinden koparıp atmış”!

Latin alfabesine geçerek dilimizden, kültürümüzden, tarihimizden, sanatımızdan ve hatta dinimizden koparmış bizi Atatürk!

Aptalca, alçakça, küstahça bir iftira ve algı provokasyonu…

Bir zamanların FETÖ gazetesi yazarı allâme, Harf İnkılâbı’nın yıldönümünde Harf Devrimi, toplumun kültürel hafızasını sıfırladı. Millî kütüphanesini, klasiklerini okuyamayan köksüz kuşaklar icat etti. Batılıların fiilen işgal edemediği Türkiye, içerden zihnen ele geçirildi. Genç kuşaklar celladına âşık edildi, köleleştirildi” lafları ediyor!

İçinde herşey var…

Atatürk’e “cellat” diyor utanmadan…

Harf devrimi de toplumun kültürel hafızasını sıfırlamış!

            *

Hadi onun meşrebini biliyoruz…

AKP’li Ardahan Milletvekili Atalay’ın şu densizliği de ondan farksız:

“Kamus (dil) bir milletin namusudur. 'Kamus'a dokunan el Namus'a dokundu'. Cemil Meriç”

“Dinime söven Müslüman bari olsa” denilmiştir ya, bari Cemil Meriç’i bilse…

Bu sözü alın, nereye koyarsanız koyun… AKP’nin bu tayfası asla akıllanmayacak!

Bu densizliğin hedefinde dilimiz var, Atatürk var…

Sanırsınız ki milletin dili Arapça idi de inkılâp ile yeni bir dile geçildi!

“Osmanlıca” denen illeti, abraka dabra ile Türkçe’nin yerine oturtuveriyorlar…

“Kâmus” dediğiniz “sözlük”tür…

Osmanlıca dediğiniz garabet, kâmussuz-sözlüksüz anlaşılmaz hâldedir…

Tuhaf olan bir nokta da, Osmanlıca denen garabetten sonra Atatürk sonrası TDK’yi ele geçiren “öztürkçe hastası” solcu tayfanın “Uydurukça” felaketidir.

“Uydurukça felaketi”ne de yeni sözlük gerekince millet onlara itibar etmemiş, Anadolu Türkçesini konuşup yazmaya devam etmiştir.

TDK’nin Türkçe Sözlüğü, 1980’lerden sonra “milletin sözlüğü” olma yoluna girebildi!

*

Türk milletinin çimentosu dil birliğidir…

Yani “Türk demek, Türkçe demektir”

Bugün “bir millet, yedi devlet diyebiliyorsak Türkçe sayesindedir…

Yüzyıllar boyunca Türk milletinin dili hep Türkçe’dir ve olmaya devam edecektir.

Çok özendikleri Osmanlıda milletin, halkın dili Türkçe idi ama yöneticilerin ve kaymak tabakanın dili, Arapça-Farsça-Türkçe karışımı bir ağdalı dildi.

“Osmanlıca” diye yırtındıkları da Arap alfabesiyle yazılan bu ağdalı Türkçedir!

“Saray, “’Türk’ü ve ‘Türkçe’yi hep küçümsedi”, olmadık Arapça-Farsça terkipler türetip yazışma dilini halktan uzaklaştırdı…

Osmanlı, okur-yazar da değildi; kızsalar da “okuma-yazma oranı yüzde 20’lerdeydi”!

Bu küstahların “ululadığı” Abdülhamit Han, “Göktürk alfabesini çözen Rus âlimlere madalya verecek” kadar işin şuurundaydı, Latin alfabesi için çalışmalar yapmıştı…

1640’lı yıllarda Ali Ufki’nin eserlerine bakılırsa Latin alfabesi görülür…

Şimdi “Türkçe ilim ve sanat dili değildir” diyen cehalet, ihanet etmiyor da ne ediyor?

Şimdi PKK sevici İzmir BB Başkanı Soyer’in “kamuda Kürtçe kullanma özentisi” ne kadar ihanet ise, Arap alfabesi diye tutturup Atatürk’e sövenler de ihanet içindedir!

Üstelik “Türk dünyasında tek alfabe” çalışmaları başlamışken…

*

Osmanlıca diye bir dil yoktur, Latin alfabesine geçince bir gecede cahil kalmadı millet…

Güzelim dilimizi yaşatan halktır, ozanlarımızdır; türkülerimize bir bakın!

Türk dili, öyle bin yıllık bir dil falan değil, Sümerceyi unutmayın, Orhun Yazıtları’ndaki dili ve alfabeyi unutmayın, beş bin yıl öncesinden yeni çıkarılan yazılı eserleri unutmayın!

Şimdilik bildiğimiz, Türklerin Göktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kril alfabelerini kullanmış olduğudur… Bunlardan başka alfabe kullanan Türkler de var…

Yeni araştırmalarda Latin alfabesinin Türk kökenli ve Göktürk alfabesine yakın olduğu ortaya çıkarıldı…

Onlarca üniversitemizin dilcileri, tarihçileri, arkeologları en az beş bin yıllık tarihimize odaklandığında daha nelerle karşılaşacağımızı tahmin etmek zor değil…

“Osmanlıca bir dil değil”dir, Türkçeye vurulmuş bir baltadır!

Yazıda Arap alfabesini kullanan Osmanlıda işin suyu çıkarılmış, alfabe Arapça ama zaman içinde güzelim Türkçemize ne kadar Arapça, Farsça kelime, tamlama varsa doldurulmuş…

            *

1 Kasım 1928’de kabul edilen yeni alfabe bir “Türk Alfabesi”dir.

Latin Alfabesi’ndeki fazlalıklar atılmış, Türkçe'de yer alan ş,ı,i,ğ,ç gibi harflere yer verilmiştir.

Alfabe bahanesiyle Atatürk ve Cumhuriyet’e, Türklüğe saldıran aptallar sürüsü bu milletin içine sızmış hastalık virüsleridir.

100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nde okuma yazma oranı şimdi yüzde 99’dur!

Kimsenin geçmişinden, dininden, kültüründen, tarihinden koptuğu da yoktur!

Türklük hür ve medeniyet sahibi oldukça İslamiyet de bayrak olacaktır.

Yeni Türk alfabesi Türk dünyasının çimentosudur…

O aptallar sürüsünü deli eden de Türklük ve Türkçe’dir!