Muhalefet etmeyi karalamak, iftira etmek, bozmak, yıkmak ve bunların yetmediği yerde de nerede bir vatan-millet düşmanı varsa bulup onunla iş birliği yapmak zanneden güruh, iyice zıvanadan çıkmış durumdadır. Bunlar sadece zilleti oluşturan ittifakla sınırlı değiller. Bir de onların başta medyada yuvalananlar olmak üzere iş birlikçileri var. Muhtemelen aynı yerden talimat alıyor, aynı rezilliği sergiliyorlar.

ORTAK ÖZELLİKLERİ YIKMAK

Zilletin HDP’sini zaten bir siyasi parti olarak değerlendirip yorum yapmak mümkün değildir. Bırakın yorum yapmayı, böyle parti görünümlü bir terör odağının siyaset sahnesinde yer alması bile büyük bir zulümdür ve dünyada eşi benzeri yoktur. Ne acıdır ki, bu HDP’nin esir aldığı CHP ve zilletin küsuratı İP’in durumu da farklı değildir. Bunlara Deva ve Gelecek adlı diğer küsurat particikler de eklenmiştir. Alayının ortak özelliği partiden çok bir yıkım, fitne, bozgun odağı olmalarıdır. Kendilerini bir araya getiren ve iş birliği yapmalarını sağlayan şey de budur. Bunun için sahaya sürülmüş, bunun için arkalarında durulmuştur. Yoksa aynı havayı teneffüs etmeleri bile mümkün değildir.

ORADAN ORAYA SAVRULUYOR

CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye gerçeklerinden kopuk, kendi partisinin geçmişinden habersiz, bütün değer yargılarıyla sorunlu bir şekilde oradan oraya savrulmaktadır. Sayın Bahçeli’nin tespiti ile akli ve zihni melekeleri iyice laçkalaşmıştır. Sıkıştıkça denge ve kontrolünü kaybetmektedir. İleri derecede su kaynatmaktadır. Böyle birinden ülke ve milletin faydasına olacak bir şey beklemek beyhudedir. Aynı ezberleri tekrarlar, her eline verileni doğru ve değişmez zanneder, kandırıldığını sonradan fark eder ama iş işten geçmiş olur. Yine de en küçük bir pişmanlık duymadan, kendine çekidüzen verme gereği bile hissetmeden kaldığı yerden devam eder. Zaten yapabileceği başka bir şey de yoktur, zira varlık sebebi bunları yapmakla sınırlıdır. Bu hâliyle bir de zaman zaman hem de MHP’ye milliyetçilik dersleri vermeye kalkışmıyor mu, hakikaten insan söyleyecek laf bulamıyor. Bir parti genel başkanı hiçbir şey bilmiyorsa, hiç olmazsa biraz haddini bilmeli ve bu kadar uçmamalı, bu derece alay konusu olmamalı.

SİYASETİN SON FELAKETİ

İP’in başı ayrı bir felakettir. Dünkü grup konuşmasında yine coşmuş ki, tutana aşk olsun. Her söze, “küçük ortak” diye başlayacaksın, çapını çok aşan laflar edeceksin, cevabını alınca da ağlamaya başlayıp, kadınlığını devreye sokacaksın. Hiç boşuna çırpınmayın, ne olduğunuz da, ne yaptığınız da Türk milletinin malumudur. Siyasetin son felaketi olarak tarihe şimdiden geçtiğiniz muhakkaktır. HDP’nin mini ortağı, zilletin küsuratı olmayı kendinize yakıştırıp, içinize sindirmenize de bir diyeceğimiz yok. Ama hiç olmazsa biraz susun da, daha fazla rezil olmayın.

İŞLERİ GÜÇLERİ FİTNE ÇIKARMAK

Bu hâlleriyle ve çok pişkin şekilde her fırsatta demokrasiden, hukuktan, insan haklarından, dürüstlükten, ahlaktan dem vuruyorlar. Bunlara bir de basın özgürlüğünü ekliyorlar. Bütün bu değerlerin zillet güruhu için önemi ve anlamı bütün yanlışlarının, iftiralarının, karalamalarının, hatta ihanetlerinin maskesini oluşturmasıdır. Nitekim, bu karanlık yolu takip eden medya görünümlü yıkım yolcularının neler yaptığına bakınca her şey net olarak anlaşılıyor. Kontrollerindeki gazete ve televizyonların Türk milletinin değerleriyle örtüşen, bu ülkenin faydasına bir tek yayınını bulamazsınız. İşleri güçleri fitne çıkarmak, iftira etmek, ne kadar vatan-millet düşmanı varsa tamamının sözcülüğünü yapmak, doğru, dürüst, namuslu ve hayırlı her kim ve kurum varsa alayına hücum edip etkisizleştirmektir. Bunların yaptığını en azılı Türk düşmanları bile yapamıyorlar. Bunun adı da basın özgürlüğü oluyor. Eğer bunlara itiraz eder, doğruları söyler, yalanlarını yüzlerine vurursanız çok rahatsız olurlar. Hemen saldırıya geçer, sizi basın özgürlüğüne ters düşmekle suçlarlar. Zaten en iyi yaptıkları şey yalanı doğru göstermek, fazla gürültü çıkarmak, azken çok görünmek, haksızken haklıymış gibi davranmaktır. Basın mesleğinin içinde olmasak, alayını yakından tanıyıp, nereden gelip nereye gittiklerini bilmesek, bize de yutturacaklar.

BUNLARI NE YAPACAĞIZ?

Nereden başlarsak başlayalım, hep aynı yere geliyoruz. Türkiye’nin terörden dışımızdaki ihanetlere, Kovid salgınından ekonomimizin hedef alınmasına kadar bu kadar ağır meselesi var. Türk milleti ve devleti olarak hepsiyle birden uğraşıyoruz ve hepsiyle de baş ediyoruz. En küçük bir yılgınlığımız, ümitsizliğimiz yoktur. Ancak bu muhalefeti, bu azgın ve ölçüsüz medyayı, bu kontrolsüz ve kaypak zihniyeti ne yapacağız? Asıl sorun bunlardır. Dünyanın hiçbir yerinde kendi milletiyle kavgalı, kendi ülkesiyle sorunlu, kendi vatanıyla küskün böyle bir muhalefet anlayışı, böyle bir medya düzeni bulamazsınız.