Yıkım güruhu, ABD seçimleri ve bazı AB ülkelerinden gelen olumsuzluklara bir cankurtaran gibi sarılıp azgın bir hal almış olsa da, bu ülke sahipsiz değil. Hem bu arsız güruhla mücadelesini sürdürüyor, hem de kendinden emin bir şekilde ve kararlılıkla yoluna devam ediyor.

HEP AYNI EZBERLER

Bir dışarıdan bakanların söylediklerine, Türkiye’nin gelişmesinden, ilerlemesinden duydukları endişelere ve yolumuzu kesmek için yaptıkları kalleşliklere bakın, bir de içimizdekilere kulak verin. Başkaları Türkiye’yi kıskanıyor, bizimkiler de onlardan himmet bekliyor. Bunlar ne yiyor, ne içiyor, nasıl bu hale geliyor anlamak mümkün değil. Kendi ülkesinin etkin ve belirleyici bir duruma gelmiş olmasından rahatsız olanlarla nereye varılabilir? Belli ezberleri tekrarlayıp duruyorlar. Bunları dinlerseniz, bu ülkenin yandığını, kavrulduğunu, insanların sokaklarda aç açık, çaresiz ve ümitsiz biçimde ellerini açıp bu zavallı güruhu beklediğini zannedersiniz. Hadi insanların işini, aşını, ümitlerini, hayallerini istismar etmelerini bir kenara bıraktık, bir de vatan-millet düşmanlarına selam çakıyor, onlarla işbirliği yapıyor ve ona göre tavır alıyorlar. Terör örgütleri PKK’nın uzantısı HDP’ye sarılmış, FETÖ’ye teslim olmuşlar ve onlardan iktidar bekliyorlar. Hiç utanmadan, sıkılmadan bu halleriyle Cumhur ittifakına kara çalıyor, açık şekilde çamura yatıyorlar.

ORTAK TARAFLARI YIKMAK

Sorunlarımız elbette var. Şu anda dünyada sorunu olmayan bir ülke zaten bulunmuyor. Kovid-19 salgını bütün dengeleri alt-üst etmiş durumdadır. Zillet güruhu da bunu fırsata çevirmek, salgının olumsuzlukları üzerinden bir olağanüstülük oluşturmak çabasındadır. Boğaziçi Üniversitesi üzerinden yapılan kirli ve karanlık planların altında da bu var, seçim masalları anlatmanın sebebi de budur. ABD’den gelen kalleşlikler de ümitlerini arttırıyor. Biden’in de devreye gireceğini var sayarak, coşuyorlar. Hakikaten zavallı bunlar. Hele şu Serok Ahmet yok mu, ne söylesek fayda etmiyor. Aslında ne bir ortak tarafları var, ne siyasi kıbleleri uyuyor. Bir araya gelip zilleti oluşturmalarının tek sebebi yapmak değil yıkmaktır. Cumhur ittifakı ortak hedefleridir.

ZİLLETİN ORTAKLARI SANCILI

Bu kadar benzemezsin bir araya gelmesi ve uyum içinde olması eşyanın tabiatına aykırıdır. Her ne kadar birbirleri için her türlü fedakarlıkta bulunuyor olsalar da, zillet partilerinin her biri kendi içinde darmadağın olmuştur. Tutarsızlıklarını, savrulmalarını kendilerine bile anlatamıyorlar. CHP’den bir parti daha çıktı ve başlayan çözülmenin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Muharrem İnce hareketi sıradan bir durum değildir. Henüz resmi olarak parti kurulmadı, ama buna rağmen, CHP’yi temellerinden sarsmış, zilletin şaftını kaydırmıştır. İP’in durumu da CHP’den farksızdır. Orada da iç meseleler her şeyin önüne geçtiği gibi, ayrışma ve bölünme sancıları yaşanmaktadır. Yeni ortaklar Deva ve Gelecek zaten bir cürüm oluşturamadıkları için gürültü yapmaktan ileri gidemiyorlar. SP bunlarla ortaklık etmenin bedelini Genel Başkanı’nı feda ederek ödeyecek duruma gelmiştir. Zilletin merkezinde yer alan terör partisi HDP bile ihanet noktasında kendi içinde çalkantılar yaşıyor. Görünün o ki, zillet cephesi çok şeye gebedir. Değişmeyen tek şey, vatan-millet düşmanlarının ümidi olmayı sürdürmeleridir.

KAHRAMANLARIMIZIN KANI YERDE KALMADI

Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye yoluna daha da hızlanarak devam edecektir. Şu andaki en ivedi sorun olan salgını en az hasarla atlatabilmek için başından itibaren son derece isabetli ve ivedi tedbirler alınmıştır. Nitekim, gerek vaka, gerek ölüm sayılarında dünya ortalamasının çok altındayız. Ekonomiye etkisini de başkalarına göre biz daha ucuz atlatacağız. Bunun elbette bir bedeli var ve bunu millet olarak zaten ödüyoruz. Diğer taraftan gerek içeride, gerek dışarıda menfaatlerimiz, geleceğimiz, milli varlığımız neyi gerektiriyorsa, onu yapıyoruz. Terörü artık bu ülkenin gündeminden çıkarmak zorundayız. Yine şehitler verdik, yine yüreğimiz yandı. Çok şükür ki, kahramanlarımızın kanı yerde kalmıyor ve bu şerefsiz alçaklar nereye kaçarlarsa kaçsınlar bulunup hak ettikleri şekilde cezalandırılıyor.

MEKTUP MÜSVEDDESİ

Terörle mücadele ABD seçimlerine bağlı olarak yeniden hayati bir durum kazanmıştır. Biden yönetiminin özellikle Suriye’de PKK’ya yaptığı yardım ve desteği daha da arttırarak devam ettireceği anlaşılıyor. 54 Senatörün Biden’e yazdığı mektup, açık bir düşmanlık içermektedir. Çok isabetli bir şekilde bu mektup görünümlü kalleşlik müsveddesine gerekli cevap verilmiştir. Bu mektubun içeriğinden çok, yeni yönetimin Türkiye’ye karşı tavrı önemlidir. Kararlılığımızdan, menfaatlerimizden, duruşumuzdan hiçbir şekilde taviz veremeyeceğimiz gibi, gelecek hamlelere göre bizim de kendi gardımızı alacağımız ve kendi tavrımızı göstereceğimiz muhakkaktır. Bizi kimin ne dediği, ne yaptığı değil, Türkiye’nin menfaatleri ilgilendiriyor. Bunun gereğini yapmak da hem hakkımızdır, hem de sorumluluğumuzdur.