Çok kritik bir dönemden geçiyoruz…

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”ne destek veren bir yazar olarak, biz “kan kusup kızılcık şerbeti içtik” diye her gün klavye başında MHP Lideri Devlet Ata’yı mahcup etmemek için kıvranırken durup durup yeni algı operasyonlarına destek açıklaması yapanlardan bıktık usandık!

Sizleri bir yerlere taşıyan liderinize, ateş çemberine dönmüş etrafımızdaki tuzakları bozmak için çırpınan liderinize, defalarca yanılttığınız, yanlış bilgilendirdiğiniz, birilerinin projelerine alet olduğunuz açıklamalarınızla kafa karıştırdığınız liderinize hiç mi vefanız, sadakatiniz kalmadı?

Bu asil millete hiç mi borcunuz yok?

Elin oğulları tuzak üstüne tuzak, pusu üstüne pusu kurarken, neden Cumhurbaşkanı’nı sıkıntıya sokan demeçlerle halkın kafasını karıştırıyorsunuz?

Erdoğan, “adalet reformu” der demez, “Tutuklu HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın tahliye edilmeleri lazım” açıklaması yapan Bay Arınç hedefiniz nedir?

*

Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki bu cerahatli, sinsi düşünceler neden temizlenememektedir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sakat düşünceli adamın YİK’te oluşundan ne fayda görmektedir?

Bay Arınç’ın bu ilk gafı değil… Bir, iki, üç… Sabırla bu adamın Külliye’den tasfiyesini bekledik… Ama O, sistemi hırpalamaktan, insanları bocalatmaktan, devletin en üst makamını sıkıntıya sokmaktan asla vazgeçmedi!

Sütten çıkmış ak kaşık misâli, pervasızca eleştiriyor, “Cumhur ittifakı”nın temeline dinamit koymaktan ve MHP düşmanlığından asla vazgeçmiyor!

“Kozmik oda” faciasının organizatörüdür bu adam…

Alın bakın, şu açıklamaları kime hizmet ediyor:

“Ben, Cumhurbaşkanı ve adalet bakanı adaletten yanayız. Biz adil yargılama istiyoruz. Ancak hâkimler yanlış yapıyor. Uyarıyorum, yakın gelecekte onlar zarar görür.”

Bu tehditler kimedir?

*

Elin oğlunun sinsice işbirliklerine gittiği, birilerinin ihanetleri bir bir ortaya çıktığı, “gazeteci etiketi”yle bölücülüğe soyunmuş adamların salınması için dışarda ve içeride ekonomik-siyasî-psikolojik baskılarının arttığı bir dönemde Bay Arınç’ın şu sözlerinin ne anlama geldiğini biri bize açıklasın:

“Bugün ifade özgürlüğü sakattır, hastalıklıdır, sorunludur.”

O’na karşı kardeşim Yıldıray Çiçek’in sosyal medyada gösterdiği tepki haksız mı?

Çiçek diyor ki: “Hendek-Çukur olaylarında 793 şehidin, Kobani olaylarında 53 kişinin azmettirici katili olan terörist Demirtaş’ın tahliyesini istemek şerefsizlik ve haysiyetsizliktir. Fethullah Gülen’in dizinin dibinde büyüyenler ve CHP’nin PKK kanadı son günlerde bu propagandaya başladı.” 

“Hendek- Çukur olaylarında ‘Hendek kazanların alnından öpüyorum’, ‘Şanlı direniş gösteriyorlar’ diyerek teröristlere şehit ettirdiği 793 şehidin anasının, babasının, eşinin, geride kalan yetimlerinin hayat hikâyesini okudun mu hiç? Etkilendiğin teröristin Allah belâsını versin!” 

Yıldıray Çiçek’in şu mesajı Bay Arınç’a kapak olsun:

“Bülent Arınç, PKK'lı Selahattin Demirtaş ve PKK'lı Ayhan Bilgen'in kitaplarının tanıtımından komisyon mu alıyorsun?”

AKP eski milletvekili ve yazar Mehmet Metiner’in Bay Arınç’a tepkisi ise gerçeğin ta kendisi:

“Biden iyi. Demirtaş cici. Kitabını herkes okumalı güzellemesi. Kavala haksız yere içerde. Demirtaş da Kavala da bırakılmalı acilen. KHK facia. KHK’dan ihraç edilenler göreve. Bütün bunları kim mi söylüyor? Devlet katından birisi… Cumhur ittifakına sabotaj! Yazık!” 

Sayın Cumhurbaşkanım, lütfen şu Külliye’nin bağırsaklarını temizleyin artık!

Hangi cephede mücadele edeceğimizi şaşırdık, lütfen!