Dört maçlık cezasını bitirip Gençlerbirliği maçında takımın başında sahaya çıkan Fatih Terim, Konyaspor maçının cezasını savunmaya kesmişti. Top tutamayan, pas yapamayan, orta yapmayan, yanından geçenleri izleyen Belhandalı orta sahaya ses etmemişti. Savunmanın değişmesi, kazanmaya yeterdi demek ki…

Belli ki o da yeni transferleri bekliyordu. Maç yağmur altında başladı. Daha ilk atakta, geçen hafta gelmeyen pası alan Diagne, asıl kalecisinden yoksun Gençlerbirliği kalesini düşürdüğünde 28’inci saniye oynanıyordu. Golden sonraki sarmaş dolaş sevinç, Konyaspor maçından farklı bir ruh halinin işaretiydi.

Konuk takımın erken golden sonra da, başlangıç taktiğine sıkı sıkıya bağlı kalması Sarı Kırmızılıların, o gol olmasa nasıl bir sıkıntı yaşayacağını kanıtladı. Galatasaray’ın kendi alanında pas yapmasına izin veren Gençlerbirliği, gölge markaj ile rakibini sürekli geri oynattı. Yakaladığı toplarla da kaptığı gibi Galatasaray kalesine indi.

Sonra ilk golün pasını da veren Emre Taşdemir, savunmada bulduğu gedikten bir iki pozisyonu daha yarattı. Bu pozisyonlar heyecanı ve tempoyu arttırdı. İki maçtır sahada olup forma gezdiren Belhanda’nın golü, sonrasında olacakların işaretiydi. Fark ikiye çıkınca Gençlerbirliği açıldı. Galatasaray geniş alan ve gol buldu. Yalnız Omar Elabdallaoui’ye değil, her transfer döneminde başka yerlere de selam veren Belhanda ilk 45’de maçı bitirdi. Ve Faslı futbolcu yine kafaları karıştırdı.