Hemen başta karşılıklı direklerden dönen şutlar, maçın her iki takım için de kolay geçmeyeceğinin işaretiydi. Beşiktaş liderdi, rakibi de son şampiyondu. Üstelik Siyah Beyazlılar, ikili arasındaki galibiyet sayısında da gerideydi.

Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, cezalı olduğu maça, bilindik on birini sürdü. Tek değişikliği maç atmosferine göre sürekli yaptığı gibi sol bekteydi. Bu kez tercihi NSakala’dan yanaydı. Ezber de belliydi, oyun anlayışı da..

Gençlerbirliği karşısında on hafta aradan sonra son dakika golüyle de olsa kazanmanın morali ile aynısından isteyerek başladı maça Başakşehir. Ev sahibi oyuncuları, bulundukları konumdan sıkıldıkları için midir, yoksa lideri yenmenin getireceği psikolojik avantaj için midir, bilinmez, maça iyi başladı.

Karşılıklı az da olsa etkili ataklar yaşandı. Golü ilk yarının sonlarına doğru, özgüveni daha yüksek olan taraf attı. Larin’in kale sahasında önüne düşen topu düzeltmeye uğraşmadan kaleye göndermesi ilk yarının skoru oldu.

Ancak ev sahibinin niyeti de oyun anlayışı da değişmedi, ikinci yarıda. Hemen oyunun başında az adamlı etkili hücum sonuç verdi. Skor eşitliğinden sonra Beşiktaş, klasik önde baskı, kanatlara açılma, ceza alanı çevresinde hızlı paslı oyununa döndü. Turuncu Lacivertliler de son derece dikkatli oynadı. Ani atak kovaladı.

Beşiktaş akan oyunda olmayınca, diğer seçeneği olarak duran topu devreye soktu. Korner öncesinde hazır oyuncularını kenara getiren Kocaman, zorunlu olarak gol sonrasında dört değişiklik yaptı. Hepsi hücum ve hız özellikle oyunculardı. Bu da işe yaradı.

Ancak, düellonun, keyifli futbolun kazananı, ezberi daha iyi, hedefi daha büyük olan taraf oldu.