Türkiye nefesini tuttu İstanbul seçim sonuçlarının ve yargı sürecinin nasıl sonuçlanacağını bekliyor. 31 Mart akşamı gerek Binali Yıldırım, gerek Ekrem İmamoğlu “Biz kazandık” açıklamasını yaptı. İstanbul caddelerine Binali Yıldırım da, Ekrem İmamoğlu da “teşekkür afişleri” astırdı. YSK’nın güncellenen seçim sonuçlarına göre CHP önde görünüyordu.
Ekrem İmamoğlu “Aradaki oy farkı 28 bin, mazbatamı verin” açıklamasını yaptıktan sonra, AKP seçim sonuçlarına itiraz etti. İtirazın kabul edilmesi sonucunda iptal edilen oylar yeniden sayıldı ve aradaki fark 12 bine kadar düştü. Bazı sandıklarda sayımlar devam ediyor, bazı sandıklara da yapılan itirazlar YSK tarafından karara bağlanmak üzere görüşülüyor. Organize oy hırsızlığı yapıldığı alenen ortadadır.


Elbette HD(P)kk destekli Ekrem İmamoğlu’nun kazanan olmaması en büyük temennim. Ama seçim sonuçları ve yargı süreci “Kazanan Ekrem İmamoğlu” derse bunu da demokrasinin kaderi olarak maalesef kabul edeceğiz.

HDP ve terör örgütü PKK’ya karşı çok büyük sempatisi olan CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na, son dört yıldır HDP’siz nefes alamayan CHP’ye ve “HDP ile ittifakınız var mı?” sorusuna “HDP de ittifakımızda var” cevabını veren Ekrem İmamoğlu’na bakıyorum ve bu üçlünün İstanbul’un geleceğinde ve bazı uluslararası karanlık projelerin hayata geçmesinde tehlikeli bir figüran olacağını düşünüyorum.

Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Adayı yapıldığında ekranlar ve gazeteler aracılığıyla tanıdım. Bende bıraktığı izlenim çok sinsi, kurnaz ve yapmacık bir profile sahip olmasıdır.
Vatandaşla birçok defa bire bir diyalogları kameralara yansıdı. Çoğunda vatandaşı küçük gören, aşağılayan ifadeleri oldu.



Vatandaşın birisi “Sizin işinize gelmiyor. CHP insanların dini değerlerini hiçe sayıyor.” dedi. Ekrem İmamoğlu’nun ise “Sen git inancını gözden geçir. Tek işiniz inanç.. “ diye cevap vermesi buna bir örnektir.

Yine başka bir vatandaşın birisi "HDP ile beraber olmanız Atatürk'ün partisine hiç yakışmıyor" diye tepki gösterdiğinde Ekrem İmamoğlu’nun onu "Sen mi karar veriyorsun buna" şeklinde aşağılaması ise bir başka örnektir.

Daha sonra çıktığı televizyon programlarında “Vatandaşa niye böyle davrandınız?” diye sorduklarında ise bunların hepsini inkâr etmiştir.

Ekrem İmamoğlu’nun bu sinsi ve yapmacık yönüne dair çok örnek olmasına rağmen, ona “halk adamı, sevgi kelebeği, demokrasi kahramanı” sıfatını vermelerini de tebessümle izliyoruz.

Demokrasi bazen kedileri aslan gibi gösteren illüzyon olmakta, bazen yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktır. Ekrem İmamoğlu da sanırım böyle bir sonucun ürünüdür.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli Ekrem İmamoğlu için "Bundan belediye başkanı olmaz" derken sanırım tüm davranış bütünlüğünü değerlendirerek ifade etti.

Ekrem İmamoğlu hafta sonunu derbi maçlarında tribünlere oynayarak geçirdi.

Taraftarların “Mazbatasını verin” sloganlarından çok mutlu oldu ki, ordan oraya maçlara koşturdu. Önce Beşiktaş’ın, sonra Fenerbahçe’nin stadyumuna gitti. Beşiktaş stadyumundan umduğunu kısmen bulsa da, Fenerbahçe stadyumu fazla tatmin etmedi. Nasıl etsin ki, FETÖ’nün kapatılan televizyonu Samanyolu Tv’de daimi yorumcu iken FETÖ’nün Fenerbahçe operasyonuna yönelik "Bunu olumlu yorumlamanın dışında yapacak bir şey yok. Çok olumlu yorumluyorum. Kararlı gidişlerini ve bu süreci yürüten herkesi kutluyorum. “ açıklamasını yapan kişiye de Fenerbahçelilerin topyekûn sahip çıkması kendi ayıpları olurdu. Ama kısmen bu ayıbı işleyen Fenerbahçe taraftarları da olmuştur.



Elbette Ekrem İmamoğlu’nu stadyumlara gönderen bir üst akıl var. Zaten FETÖ’cü Emre Uslu’nun “Ekrem İmamoğlu'nun başından beri sürdürdüğü kampanya ve en son Beşiktaş maçına gitmesi tribün desteği gösteriyor ki bu kampanyanın arkasında çok çok akıllı bir akıl var. Anladığım kadarıyla AKP işte bundan korkuyor...” mesajı da bunu gösteriyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli “Mazbatayı stadyuma taşımak taraflar arasındaki siyasi rekabeti düşmanlığa dönüştürmek için ekilen bir tohumdur. Çok yanlıştır. Bundan belediye başkanı olmaz” sözleriyle Ekrem İmamoğlu’nun bu oyununu çok net gören ve kamuoyuna gösteren lider olmuştur.

İstanbul seçim sonuçları yargıdayken daha sağduyulu olması gereken Ekrem İmamoğlu’nun bu davranışları yangına körükle gitmek olmaktadır. Zaten CHP’nin “mazbatamızı vermezseniz” diye sokak olaylarını, terör örgütlerinin alana çıkmasını, ABD’nin ekonomik baskı yapacağını dair işaret etmesi zihinlerinin arkasında neler olduğunu göstermektedir.
Kendisi de Ekrem İmamoğlu gibi Trabzonlu olan yazar Nihat Genç’in adeta Ekrem İmamoğlu’nun propaganda merkezi gibi çalışan ODA Tv’de yazar olmasına rağmen “İmamoğlu'nun YouTube'da videoları vardır. Türk ordusu teslim olurken, Türk ordusuna operasyonlar yapılırken kendisi Samanyolu TV'de FETÖ operasyonlarını onaylayan birisidir. Bunları abartmanın anlamı yoktur. Bu mangalda kül bırakmayan Kemalistlerin geldiği noktadır. Bu bir tezgâhtır ve dizayndır.” sözlerinde bulunması da önemlidir.

Yine Yunan medyasının Ekrem İmamoğlu’na ilgisi, ilgiden öte “Bizim çocuğumuz” şeklindeki sahiplenişi de çok tuhaf gelmektedir.

Yunan Themanews isimli internet sitesinin CHP'li belediye başkan adayı için "Ekrem İmamoğlu: İstanbul'u fetheden Yunan" demesi ve "Pontus kökenleri taşıyan ve Yunanca konuşan Konstantinapolis'in yeni belediye başkanı Ekrem İmamoğlu” yorumunda bulunması da tuhaflığın en çarpıcı örneği olmuştur.

Başımıza taş yağacak gibi…

İstanbul için bir dümen, bir dolap dönüyor. Türk milletine düşmanlık edenlerin İstanbul’dan dirilme çabalarını görmek lazımdır. HDP’si, FETÖ’sü, Yunan’ı İstanbul’a büyük umut bağlanmış gözükmektedir.

Büyük önder  Mustafa Kemal Atatürk’ün “İki büyük cihanın kesinti noktasında Türk vatanının ziyneti Türk tarihinin serveti Türk milletinin gözbebeği İstanbul bütün vatandaşların kalbinde yeri olan şehirdir.” Diye tarif ettiği İstanbul, Türk düşmanlarına stratejik olarak dirilme, nefes alma şehri olmamalıdır.

HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli’nin “Ekrem İmamoğlu kazanırsa İstanbul’u biz yöneteceğiz” sözü sadece kötülüğün, bölücülüğün bir temennisi olarak kalmasını ve hayata geçmemesini temenni ediyorum.

Yenilenecek bir İstanbul seçimi olursa, Ekrem İmamoğlu’nun sağına Akşener, soluna Kılıçdaroğlu’nu alıp tek açıklaması “Terör örgütü PKK’ya hizmet eden HDP’nin hiçbir alçağı ve şerefsiziyle işim ve İttifakımız olmaz” olmalıdır.

İşte o zaman Türk mü över, Yunan mı över görelim…

Mail: [email protected]
Twitter: Yildiraycicek9
Instagram: yildiraycicek1944