Yurtta Sulh Konseyinde kimlerin yer alacağı konusunun araştırılacağı merciinin emniyet, istihbarat ve adli makamlar olmasına rağmen CHP’nin siyasi ayağı sulandırma çabaları FETÖ’nün ekmeğine yağ sürüyor. Meclis Araştırma Komisyonu ile Yurtta Sulh Konseyinin bulanabileceğini zanneden CHP havanda su dövmeye devam ediyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu parti genel merkezindeki en yakın çalışma arkadaşlarından oluşan danışmanlarının FETÖ ile irtibat ve iltisaklarının çıkmasını bir kenara bırakarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “FETÖ devlete nasıl sızdı?” sorusuyla hedef saptırma yoluna gidiyor.

15 Temmuz 2016 darbe gecesi HTS kayıtlarının açıklanmasını isteyen Kılıçdaroğlu kendisinin ise darbenin seyrini beklemeye koyulduğu Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun evinde olduğunu çok çabuk unuttu. 15 Temmuz darbe girişiminde sonra oluşan 7 Ağustos ‘Yeni Kapı Ruhu’ndan koptu ve 15 Temmuz darbe girişimini “Kontrollü Darbe” olarak niteleyerek saf değiştirdi. FETÖ İle Mücadele Sulanıyor 8 Kasım 2016 tarihli TBMM Grup Toplantısında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 8 ayaklı bir örgüt ile Türkiye’nin karşı karşıya kaldığını ve tüm ayakların ortaya çıkarılmasına rağmen darbe girişiminin siyasi ayağında kimlerin olduğunun belirlenememesine tepki gösteren MHP Lideri Bahçeli bu ayağın üzerine gidilmesi gerektiğini söylemişti. Türkiye’nin darbeler tarihinden örnekler veren ve darbe sonrası oluşan hükümetlere atıfta bulunan MHP Lideri Bahçeli bugün de aynı sorunun cevap bulması için siyasi ayağının üzerine gidilmesi gerektiğini ifade etti.

MHP Lideri Bahçeli’nin kastını ve sorusunu anlamamakta ısrar eden CHP her fırsatta FETÖ ile mücadeleyi sulandırdı. Darbe gecesi TRT 1 ekranlarında okutulan Yurtta Sulh Konseyinin hazırladığı bildiride kimlerin imzası olduğunun ve konseyin kimlerden oluştuğunun tespit edilmesini isteyen MHP Lideri Bahçeli darbe öncesi ve sonrası FETÖ’nün hangi siyasilerle söylem birliği yaptığına dikkat çekmişti.

MHP Liderinden Kritik 5 Soru MHP Lideri Devlet Bahçeli 16 Ocak 2018 tarihli TBMM Grup Toplantısında FETÖ ile mücadelenin nasıl yapılmasını gerektiğine dair 5 sorudan oluşan bir yol haritası çizmiş ve şu soruları sormuştu:

1- FETÖ’yle mücadelede devlet aklı topyekün devrede mi, yoksa sınırlı sayıda kişinin gayretiyle mi ilerlemekte?

2- FETÖ’yle mücadelenin bir stratejisi var mıdır? Siyasi ve hukuki bir eylem planı kurgulanmış mıdır?

3- FETÖ’yle mücadelenin fikri temelleri, milli hedefleri, hukuki sınırları berrak bir zihin ve siyasi kavrayışla belirlenmiş midir?

4- FETÖ’yle mücadelenin öncelikleri nelerdir, neler olmalıdır. FETÖ’cülüğün standart tanım ve tasviri yapılmış mıdır?

5 - Biriken sosyal maliyet, devlete karşı yükselen önyargılar, toplumsal tabana yayılan mağduriyetleri hangi tedbir zinciriyle bertaraf edeceğiz?

 

KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN GAZETESİ

Editör: Haber Merkezi