Böyle maçlarda, eleştirmek, oyunu değerlendirmek yanlış olur. Kötü günler geçiren Başakşehir’de 10, hatta ilk yarıda oyuna devam edemeyen Deniz Türüç ile birlikte 11 sakat, üst üste galibiyetler alarak zirveyi zorlayan Trabzonspor’da 7 hasta, 3 sakat ve 1 de cezalı futbolcu var. Üstelik bunların çoğu takımları için önemli futbolcular. Visca mesela, Mahmut, Aleksic, Giuliano, Caiçara mesela. Bunlar Başakşehir’den.

Peki ya Trabzonspor’da. Onlarda da tek başına maç çeviren kaleci Uğurcan, hücumun etkili ismi Nwakaeme ve Abdülkadir’ler. Daha da gerisi var. Tabi ki, önemli oyuncuların olmaması ve oyun düzeninin bozulması pozisyonları da etkiledi. İki takımın da pozisyon sayısı bir elin parmakları kadar bile olmadı. Böyle maçlar gençlere yarıyor. İşte Kağan, işte Faruk Can, işte Atakan, kendilerini gösterdiler. Başakşehir, kadro derinliğinin fazlalığı nedeniyle gençleri oynatmak zorunda kalmadı. Trabzonspor, kalecisinin 18’lik olması nedeniyle topu mümkün olduğunca kaleden uzak tutmaya çalıştı. Edgar IE ve Vitor Hugo’ya nazar değmesin. Defansı çok iyi organize ediyorlar. Ekuban ve Bakasetas tutuk, Djaniny ise her zamanki gibi tek başına çaba sarf eden bir görüntü sergiledi. Karadeniz ekibine bir mucize gerekiyordu, onu da Yusuf Sarı gerçekleştirdi. Kendi alanında aldığı topla gitti, golü attı, çok önemli üç puanı takımına kazandırdı. Başakşehir’deki düşüşü anlamak mümkün değil. Bu kadar çok topa sahip olma alışkanlığı olan bir takım ve bu sistemi seven bir hoca nasıl bu hallere gelir ve toparlayamaz hayret !