“Bugün Suriye’ye savaş açsak, banko Esad’ı tutarım” diyen Y-CHP’li vekil…

Y-CHP’li kripto Eren Erdem, “İran’ın safında yer alırım” demişti…

Dersimli Kemal ise, gaflet içinde “İdlib’de ne işimiz var? Esad, Türk askerini koruyor”a devam ediyor!

Sinsice bir “iktidar olacağız” mesajıyla kriptolara el sallayarak, bir kışkırtmanın tuzağında!

Alçak rejim saldırısı olduğu gece, “TBMM’yi kapalı oturum”a çağıran şuursuzluk, Y-CHP’yi sarmış durumda…

Arsızlık, yüzsüzlük, alçaklık, kahpelik diz boyu!

*

Y-CHP’nin yanaşması Halk TV’de ise kirli bir kampanya yürütülüyor…

Darbe ve hükümete istifa çağrıları, başköşelerinde…

Ekranda, Y-CHP’li Haluk Pekşen, “Emir komuta zincirindeki Türk ordusunun İdlib’de operasyon istemediğini” söylüyor ve Erdoğan’ın istifasını istiyor.

Yanı başında da devşirme Abdüllatif Şener… Müthiş bir Erdoğan husumeti kol geziyor masada… İstifaya davet ediyorlar!

Utanmadan, sınırın açılması sonrası, ülkede Suriyelilere saldırıların başladığını pompalıyorlar…

Bu memlekette ne kadar “ayrık otu” varsa mekânları Halk TV’de…

Daha onlardan ne ABD’yi, ne Rusya’yı, ne Esad’ı, ne başkasını kınama gelmedi…

HDPKK’yı, PKK/YPG’yi yuhladıklarını duymadık…

Ama Türkiye’yi şikâyet etmeyi, protesto etmeyi vazife bellemişler!

Her dönemin “hayır”cıları bunlar…

Komünist artığı devrimci, demokrat, sosyalist, alevî sömürücüsü, Gezi soytarısı, LGBT sevicisi bir avuç kitle…

İçimize çöreklenmiş ihanet yuvaları…

Sırça köşklerden yara kaşımayı, viski yudumlarken halklardan söz etmeyi, şeytanın değirmenine su taşımayı, türkü evlerinde bölücülük şiirleri okumayı, Gezi provokasyonlarında ağaçların arkasına saklanmayı meslek edinmiş soytarılar gürûhu…

*

Oturup sözde deklarasyon yayınlıyor bu yüzsüzler:

Suriye’den elinizi çekin, askerler evlerine dönsün!

Emriniz olur beyler, bayanlar… Başka?

Milletten kopuk, ideolojilerinin kölesi, insan hakları maymunu, demokrasi ve özgürlük tüccarı, mezhep pazarlayıcısı, ulusalcı maskeli emperyalist uşağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmiş ve geleceğinden bihaber arsızlar, hep bildiğiniz tipler…

Tahmin etmeniz zor değil…

Diyor ki bu “millî şuur”dan yoksun kitle:

Ülkemizin bir çıkmazın içine sürüklendiğini, evlatlarımızın başka bir ülkenin topraklarında can verdiğini, dünya kamuoyu ve halkları nezdinde küçük düşürüldüğümüzü, ülkemizin emperyalizmin maşası, dinci terörün hamisi olarak konumlandırıldığını görüyor ve tüm bu olumsuz gelişmeleri durdurmak için harekete geçmek gerektiğini düşünüyoruz! Suriye topraklarındaki askeri varlığımız derhal son bulmalı, askerlerimizin salimen evlerine dönmesi sağlanmalıdır!

Küstahlık, kahpelik, bilinçsizlik, ahlâksızlık, kara bir propagandanın tohumları, hepsi birden… Müstemleke aydınlarının malûm çıkışı…

“Bir kere PKK’yı terör örgütü ilan etmemiş, bir kere Ermeni mezalimi için bildiri yayınlamamış, bir kere ABD’yi, Rusya’yı, Fransa’yı kınamamış, Türk dünyasına selam yollamamış”  bu liboşlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni terörist ilan ediyor…

Türkücü Akkiraz’dan unvanı “Dersim Belediye Başkanı” yazan komünist Maçoğlu’na bir sürü solcu yazar, şair, gazeteci, öğretim üyesi, tiyatrocu, avukat ve sendikacı…

*

Gece “Çalıntı bölge: Hatay” haberi yapan alçak Rus yayın organı Sputnik’in Genel Yayın Yönetmeni'nin gözaltına alınmasını kınar ancak bu küstahlar…

Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hiçbir maddî ve manevî değeri önemli değil bunlar için… Hiçbir titizlikleri de yok bu değerler üstüne…

“Hatay’ın, ülkenin sınırlarının, terör ve sözde Kürdistan tuzaklarının, Ermenistan tezgâhlarının, Doğu Akdeniz’deki millî çıkarlarımız”ın önemi yok, bu zevat için…

Sırça köşklerinde, sendika dükalıklarında, zehir saçan gazetelerinde keyif sürmelerini, Çanakkale Harbi ve İstiklâl Harbi’ndeki şehitlere borçlu olduklarını inkâr eden yüzsüzler, “misak-ı millî”den habersiz sahte kuvvacılar,  bizi emperyalist uşaklığı ile suçlayamaz!

Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü olmadığını ama çevremizin toprağımıza göz diken emperyalistlerle çevrili olduğunu söylemeyen şarlatanlar, bize deklarasyon yayınlayamaz!

Damat Feritlerden, Dürrizadelerden, Mustafa Sabrilerden, Ali Kemallerden, Şeyh Saitlerden, Seyit Rızalardan, Hüseyin Cahitlerden, A. Emin Yalmanlardan, Türkönelerden, Altanlardan, Fetullahlardan farkı olmayan…

Bu Kemalist maskeli devrimbaz liboşlar, aynı Y-CHP gibi ülkenin beka sorunudur ve “beşinci kol”un ta kendisidir!

Milletin onlara cevabı da şehit Halil Çankaya’nın cenazesinde “Devlet Ata’nın, Dersimli Kemal’e takındığı tavır”dır!