MHP hakkında yalan haber yapmak…

Cumhur İttifakı’nda büyük bir krizin olduğunu ortaya atmak…

MHP’nin baraj altında kaldığını gösteren bir anket sonucunu yaymak…

Ve ağzından çıkanı kulağı duymayan tiplerin MHP’ye saydırdığı bir röportaj gerçekleştirmek…

Tüm bunlar varlığını MHP düşmanlığına adamış medya kuruluşları tarafından uzun bir zamandır düzenli periyotlarla gerçekleştiriliyor.

***

Beslendikleri yerler arpasını kesmesin diye büyük uğraş veren bu fondaş medyanın geçen cuma günü periyodunda sıra röportajdaydı…

MHP’ye saldırmanın inanılmaz hafifliğinin yaşandığı söyleşi köşesinin konuğu da Namık Kemal Zeybek’ti.

***

Röportajı okurken Namık Kemal Zeybek’i defalarca kez kutladım, başarılarının devamını diledim.

Çünkü 80 yaşına merdiven dayamış biri için içinde yalanın, dolanın, iftiranın ve saçmalığın bini bir para olan açıklamalar yapmak kolay bir iş değildir…

Ne kadar kokuşmuş ne kadar çürütülmüş iftira varsa hepsini tekrar dolaşıma sokma çabasını herkes gösteremez…

***

Namık Kemal Zeybek bu açıdan türünün son örneğidir…

Yazının başında bahsettiğim sacayağı üzerinde çalışan gazeteciler için de kullanışlı bir aparattır.

Mesela röportajda “Bahçeli Kocayayla’daki Yörük şöleninde çadırda birisi ile telefonda konuştu. Çıktı, yüzü sapsarıydı çıkarken. 5 dakika sonra kürsüye çıkıp ‘3 Kasım’da erken seçim var’ diye ilan etti. Birdenbire oldu, hiçbir yardımcısının haberi yok” diyor…

Röportajı gerçekleştiren gazeteci de çıkıp “İyi de madem böyle bir şeyin şahidisiniz, neden Devlet Bey’in peşinden gitmeyi sürdürdünüz? 3 Kasım 2002 seçimlerinde MHP’nin Eskişehir 1. sıra milletvekili adayı siz değil miydiniz?” diye sormuyor…

Aslında soramıyor, çünkü bu soru Namık Kemal Zeybek’in tüm foyasının ortaya çıkmasına neden oluyor…

***

Evet, Namık Kemal Zeybek bence bu soruları cevaplamalı…

3 Kasım 2002 seçimleri öncesi madem böyle bir olaya şahit oldu, neden o gün sesini çıkarmadı?

Hadi o gün sesini çıkarmadı, daha sonrasında Eskişehir’de yaptığı seçim çalışmalarında MHP Lideri’nin aldığı erken seçim kararının doğruluğunu ve onun çağın büyük lideri olduğunu niçin anlattı?

***

O günlerin şahitleri bu olaya sessiz kalır diye düşündüyse de hepsi sosyal medya hesaplarından açıklamalar yapıyor…

MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter, 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi Eskişehir TÜRKAV binasında milletvekili adayı Namık Kemal Zeybek’in neler söylediğini açıkladı…

O gün TÜRKAV binasında bulunan Muammer Kıraç da Namık Kemal Zeybek’in Sayın Devlet Bahçeli’nin aldığı her kararın arkasında olduğunu, bir ülkü devi edasıyla yaptığı uzun uzun konuşmalarla nasıl dile getirdiğini paylaştı…

Dahası o dönem CNN Türk adına MHP’yi takip eden gazetecilerden Faruk Demirel, Namık Kemal Zeybek’in söylediklerinin doğru olamayacağını, çünkü Kocayayla şenliklerinin yapıldığı alanda telefonun çekmediğini, ancak etkinlik alanına yakın bir tepeye çıkarak telefon görüşmesi yapabildiklerini anlattı.

***

Söz konusu Namık Kemal Zeybek olunca aslında bu kadar şeyi anlatmaya gerek yoktu…

Namık Kemal Zeybek’in parlağa konan bir kuş olduğunu söylemek onun siyasi anlayışını ortaya koymak için yeterliydi…

1987’de ANAP revaçtaydı, oradaydı, milletvekili oldu, bakan oldu…

1995’de DYP gözdeydi, oradaydı, milletvekili oldu, bakan oldu…

1999’da da MHP yükselişteydi, bu sefer MHP’deydi.

1999’da geçmişte kalabalıklarda yaptığı “MHP bitti” artistiklerinin özrünü hangi tenhalarda dilediğini ve özrünün nasıl kabul olduğunu bilmiyorum.

Ama 2015 seçimleri öncesinde benzer bir girişimde bulunduğu biliyorum…

***

Yıl 2014…

Yer Ankara Kalesi…

Namık Kemal Zeybek, gazetemizin yazarı kıymetli ağabeyim Yıldıray Çiçek ile karşılaşır…

Bu karşılaşma esnasında “Devlet Bey her milli konuda haklı çıktı. Biz kıymetini bilemedik, onu anlayamadık. Çok selamlarımı iletiniz” der.

Sizce MHP Lideri bu sözleri özür kabul edip Namık Kemal Zeybek’i partiye davet etseydi, MHP’de bir unvan verseydi bugün ne olurdu?

***

2014 yılında da tarih yeniden tekerrür eder, hayalini kurduğu MHP milletvekilliği sıfatına 2015 seçimlerinde kavuşurum diye hayaller kurdu…

Olmadı…

Bu olaydan sonra da ömrünü MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığına adadı…

***

Bu hikâye bir tek Namık Kemal Zeybek’in hikâyesi değildir…

Onlar Zeybekgiller diye anabileceğimiz bir gruptur…

MHP’ye saldırıda sıra ne zaman söyleşiye gelse boy gösterir, MHP’ye saldırmanın inanılmaz hafifliğinin yaşandığı söyleşi köşelerine konuk olurlar.

Bunların nefesi biter ama MHP’ye düşmanlıkları bir türlü bitmez…