İP’in içinden yansıyanlar, daha ilk günden itibaren bu parti ile ilgili tespitlerimizi, öngörülerimizi, yazdıklarımızı ve söylediklerimizi net şekilde doğrulamaktadır. İşin aslını bilmedikleri için, tamamen iyi niyetle bu partiye katılmış, milletvekili olmuş, oy vermiş olanları anlayabiliyorum. Ancak, artık her şey ortalığa saçılmıştır. Hem de bizzat partinin kurucusu, milletvekili, teşkilat mensubu olanlar tarafından bu yapılmıştır. Hiç kimse içinde bulunduğu, inandığı, güvendiği partiye bu kadar hücum etmeyeceğine göre, demek ki işin içinde başka şeyler var. Zaten söylüyor, açıklıyor, anlatıyorlar. FETÖ bağlantılarından HDP aşkına kadar çok şey açığa çıktı. Ümit Özdağ’ın anlattıkları, ortaya koydukları bunların en son versiyonu olsa da, gerçeklerin sadece bir kısmıdır.

ZİLLETİN FOTOĞRAFI

İP’in içinde olduğu ittifak sorunludur. İttifakın lokomotifi olan CHP Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte kelimenin tam anlamıyla raydan çıkmış, ülkenin en ciddi ve en ağır sorunu haline gelmiştir. Bir milli güvenlik meselesine dönüşmüştür. Atatürk’ün partisi ile hiçbir ilgi ve alakası kalmamıştır. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Tıpkı İP’te olduğu gibi, bu partinin içinde olup, gidişattan rahatsız olanlar da isyan noktasına gelmişlerdir. Ayrılıp parti kurmak için sıraya girenler dikkatlerden kaçmamaktadır. İttifakın diğer ayağı olan HDP’yi anlatmaya bile gerek görmüyorum. Tamamen bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı olan bu sözde parti ile bırakın ittifak yapmak, yan yana görünmek bile bu millete zulümdür. HDP’lilerin TBMM kürsüsünden sarf ettikleri, “bizim sayemizde oralarda oturuyorsunuz” sözleri İP’in sırtını nerelere dayadığının ilanı olmuştur. Bu milli duruş sahipleri için hiçbir şartta kabul edilemez bir durumdur.

İP’İ ÖZETLEDİ

İP böyle bir açmazın içindedir ve bu durum daha fazla devam edemez. Edemeyeceğini zaten kendileri gösteriyorlar. Daha dün istifa eden İsmail Koncuk’un yaptığı, “3 yılda ideolojik bir söylem birliği oluşturulmamıştır. Türk milliyetçiği ile merkez sağ, hatta ulusalcı sol söylemler arasında sıkışmış, ülkemizde yaşanılan sosyo-kültürel olaylara ürkerek, kim ne der anlayışı ile yaklaşan, bir kimlik bunalımı içinde, adeta ‘rüzgârın önünde sürüklenen yaprak’ görüntüsü verilmekte, üst düzey açıklamalarda bile bir fikri birlik anlayışı görülmemektedir. Divan üyesi olarak görevlendirilen bazı kişilerin, Anayasanın ilk üç maddesi, Türklük tanımı, anadilde eğitim konularındaki Türk milliyetçiliği ile taban tabana zıt görüşleri ile, PKK, FETÖ konusundaki açıklamaları göz önüne alındığında, partinin vitrine koyduğu bu tür kişilerle, nereye savrulduğu meçhuldür. Temsil noktasındaki, bu zihniyet sahiplerini kabullenmek milliyetçi, muhafazakâr insanlar için mümkün değildir” açıklaması İP’in kısa özetidir.

BÖYLE İTTİFAK OLMAZ

İP, artık ifşa olmuş ve varlık sebebi ortaya çıkmıştır. Bu durumu hazmedip kabul edenler, zaten gerekli cevabı Türk milletinden alacaklardır. Ancak, hiç kimse bu hazin durumu sindirmeye mahkum veya mecbur değildir. Kaldı ki, İP’in mecburiyetlerden kurtulabildiği durumlarda farklı pozisyonlar takınabildiğini de gördük. Mesela, zilletin diğer ortakları Ayasofya Cami’sinin ibadete açılması sınasında Yunanistan’la aynı çizgide dururken, İP olumlu ve doğru bir tavır takınmıştı. Genel Başkan Meral Akşener, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni ziyaret ederek iki rekât tahiyyetü’l-mescit namazı kılmıştı. Bu namaz mescidin selamlanması, saygı gösterilmesi ve aynı zamanda, Yüce Allah’a şükürdür. Nitekim, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’de bu hatırlatmayı yapmış ve “Sayın Akşener’in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp, derhal ve çok kısa süre içinde EVİNE dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır. EVİNDE rahatı ve huzuru bulacaktır. İkbal ile idbar arasında sıkışıp kalmak yerine, kaldı ki zillete düşmektense EVDE olmak isabetli bir tercihtir” çağrısında bulunmuştu.

KARAR AŞAMASI

Gösterilen bu yolun ne kadar doğru, yapılan çağrının ne kadar isabetli olduğu neredeyse her gün ispatlanıyor. Son gelişmeler, parti içinden gelen açıklamalar da tuzu biberi olmuştur. ABD seçimlerinin ortaya çıkardığı tablo, AK Parti kaçkınlarının nasıl pozisyon aldıklarını, neye güvendiklerini ve kime hizmet etmeyi hedeflediklerini ibret verecek biçimde gözler önüne sermiştir. Serok Ahmet, PKK’ya yeniden göz kırparken, Ali Babacan Biden’in gönüllü sözcülüğünü üstlenmiştir. Türkiye son derece dirayetli, kararlı, cesur ve atılgan bir beka mücadelesi veriyor. Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlamıştır. Akdeniz’de, Ege’de hak ve hukukumuzu sonuna kadar korumada kararlı olduğumuzu bütün dünya görmüş ve anlamıştır. Azerbaycanımızın tarihi zafere bölge dengelerini tamamen değiştirmiştir. Bu şartlarda bu ülkenin varlığından, birliğinden, parlak geleceğinden yana olan herkese büyük görev düşüyor. İP’in geride kalanları bir karar vermek durumundalar. Ya zilletin içinde olmaya devam edip, Türk milleti ile aralarına koydukları mesafeyi daha da derinleştirecekler veya sayın Bahçeli’nin tarihi çağırısına kulak verip Evlerine dönerek rahatı ve huzuru bulacaklar.