Makul ve mantıklı şekilde izahı yapılamayan, tamamen bir operasyon aparatı olarak ortaya çıkan, görülmemiş duyulmamış ve her türlü değeri yerle bir eden gelişmelerle şekillenen bir ittifakın kalıcı olması, fayda getirmesi, karşılık bulması akla da, ahlaka da, ülke ve millet gerçeklerine de aykırıdır. Adı millet kendi zillet olan ittifakın tam olarak bu tarife uyduğunu aklı başında olan herkes görüyor ve biliyor. Bırakın ortaklık kurmayı aynı havayı teneffüs etmesi bile mümkün olmayanların, birbirlerine milletvekili servisi yaparak nasıl ve neden biraraya geldikleri zaman içinde zaten bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmıştır.

ÜLKENİN GELECEĞİ

Siyasi gelişmelerin hiç birini FETÖ ihanetini dikkate almadan izah edemeyiz. Cumhur ittifakı bu ihanetin nerelere kadar gidebileceğinin ortaya çıkması ile birlikte, her şey bir kenara bırakılarak ülkenin ve milletin geleceğine sahip çıkmak için hayata geçmiştir. Zaman içinde bunun ne kadar önemli, ne kadar değerli ve hayati olduğu hem içerdeki, hem dışarıdaki gelişmelerle birlikte çok daha iyi anlaşılmıştır. Bugün bu ülkeyle, bu milletle meselesi olan, ne kadar Türk ve Türkiye düşmanı varsa Cumhur ittifakının karşısındadır. Şu tesadüfe bakınız ki, aynı çevreler CHP ve yancılarının oluşturduğu ittifaka ise her şart altında ve sonsuz bir destekle sahip çıkıyorlar. Sadece bu kadarı bile bu ittifaka zillet demek için yeterli olurken, herkesin kendi kararını doğru şekilde vermesi için de bir ölçü oluşturmaktadır.

ZİLLETİN DEHŞET DENGESİ

Sebep her ne olursa olsun, böyle bir ittifakın içinde olmanın izahı yapılamaz. Bazı siyasi sonuçların ortaya çıkmış olması, ortadaki vahametin görmezden gelinmesini sağlamaz. Kandil katillerinin ayar verdiği, FETÖ’nün sırtını dayadığı bir ittifak yükünü taşımanın ne kadar zor olduğunu en iyi işin içinde olanlar biliyor. Tam bir dehşet dengesi kurulmuştur. Bunu biz söylemiyoruz, kendileri itiraf ediyorlar. PKK uzantısı HDP meclis kürsüsünden, zilletin kendileri tarafından şekillendirildiğini, İP gibi unsurlarının bu sayede meclise girdiklerini ilan etmiştir ve buna hiçbir zaman cevap verilememiştir. CHP’nin Çanakkale Belediye Başkanı da aynı şeyleri söylemiş İP’i kendilerinin meclise taşıdıklarını muhataplarının gözlerinin içine bakarak haykırmıştır. Bütün bunların karşılığı da, yapılan ihanetlere, yolsuzluklara, talanlara ses çıkarılmaması, hatta ortaklık edilmesidir. Bu bir dehşet dengesi değil de nedir? Böyle bir ittifakı kim, nasıl ve nereye kadar savunabilir?

SAYIN BAHÇELİ YOL GÖSTERDİ

Bu soruyu en çok da zilletin içindekiler kendilerine soruyorlar. İP’in içerde kalanları yutkunmaya devam etse de, bir çoğu “artık yeter” resti çekip yollarını ayırmıştır. Sayın Devlet Bahçeli, “evine dön” diyerek, aslında içerde kalanlara da bir çıkış yolu göstermiştir, ama belli ki göbeklerinden bağlı olanlar en azından şimdilik bu zillete katlanmak zorundalar. Onlar daha çok Cumhur ittifakından kendilerine bir kapı aralanmasının bekleyişi içindeler. Bu kapı aralığını sadece İP değil zilletin CHP ve HDP dışındaki diğer ortakları da bekliyor, diliyor ve arıyor. Kaldı ki, zillet yükünün ağırlığının taşınamaz boyuta geldiğini fark edenler, siyasi sonucu ne olursa olsun zaten yollarını ayırmaya başlamışlardır. Bunların içine indiği treni taşlayan, FETÖ’ye deva, PKK’ya gelecek olanları elbette koymuyoruz. Zira, onlara verilen görev her durumda, her şartta zilleti daha da büyütmek ve Cumhur ittifakına olabildiği kadar zarar vermektir.

YENİ DÖNEM İDDİALI TÜRKİYE

Dünya yeni bir döneme giriyor. Türkiye bu yeni oluşumda güçlü, iddialı ve belirleyici şekilde yerini alacaktır. Bunu bütün dünya görüyor ve isteseler de istemeseler de kabul ediyor. Önümüzü kesmek isteyenlerin bundan sonra da boş durmayacaklarını biliyoruz ve tedbirimizi ona göre alıyoruz.

Böyle bir dönemde Türkiye ve Türk milletine hasım olan güçlerin elinden eteğinden tutanlar, onların ağızlarından çıkacak bir söze göre siyasetlerini ve geleceklerini şekillendirip planlar yapanlar ve verilecek ihanet görevleri için hazır kıta bekleyenler dik duramazlar, yerli olamazlar, milli olamazlar, bu milletin evladı asla olamazlar. CHP ve HDP aynı yolun yolcusudur, İP’de bu zilletin tamamlayıcısıdır. Nitekim, CHP’nin kutuplaşmadığı, kurcalamadığı, kaşımadığı, kanatmadığı, karıştırmadığı hiçbir şey kalmamıştır, ortaları da kendisine yancılık etmiştir. Bütün hesapları sokakları tahrik etmek içindir. Bu ülkeyi zor duruma sokmak için her fırsatı nasıl kullandıklarını son olarak Boğaziçi Üniversitesi rektör ataması bahanesi ile yapılan terör eylemlerinde gördük. Öncekileri burada saymaya kalkışsak ne yerimiz yeter, ne zamanımız el verir.