1993 yılının Kasım ayında DYP’ye üye olarak siyasete başladı.

Öğrencisi olmaktan büyük gurur duyduğunu ifade ettiği Tansu Çiller’in yardımcısı oldu.

Yardımcısı olur olmaz Çiller’e bayrak açtı. 

Genel başkanıyla anlaşmazlık yaşamasına rağmen DYP’den asla ayrılmayacağını, boşanması olmayan Katolik Nikahı benzetmesi üzerinden ifade etti.

DYP’den istifa edeceği yönünde haberlerin dozajının artması üzerine “Benim evladıma bırakacağım tek miras DYP’dir” dedi ama soluğu ANAP kapısında aldı.

***

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmeden istediği sonucu alamayınca dümeni AKP’yi kuran Erdemliler Hareketi’ne doğru kırdı.

Erdemliler Hareketi ile birlikte il il gezdi.

Eskiden ülkücü olduğunu ancak artık demokrat olduğunu ilan etti.

Erdemliler Hareketi AKP’ye evirildiğinde ismi partinin kurucularının arasında yoktu.

Tıpkı ANAP kapısında olduğu gibi istediğini buradan da alamadı.

Bu kez MHP’nin kapısını çaldı.

***

Ülkücüler onu bağrına bastı.

Söz konusu makamsa her istediğini aldı.

Ne zaman ki biraz dinlenmesi gerektiğini duydu, Milliyetçi Hareket’e olan bağlılığını FETÖ’nün MHP’yi ele geçirme operasyonunda üstlendiği figüran rolüyle göstermeye kalktı.

Bu isteği de olmadı, operasyon başarıyla tamamlanmayınca da İP’i kurdu.

***

İP günleri herkesin malumu…

CHP ile isteklerinin gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi üzerine kurulu işbirliği bugünlere kadar geldi.

***

1993’ten bugüne 30 yıl geçti.

Akşener’in siyasette geçirdiği 30 yıl, bir kere satanın aynı eylemi tekrar tekrar yapacağını gösteren ibret vesikaları ile doldu taştı.

İstedikleri gerçekleşirse ne iyiydi, gerçekleşmezse olay yerinden derhal toz oldu.

Onun için dünyada sadece kendi ve dedikleri vardı.

***

Alın size son örnek, 26 Ağustos…

Seçim sonuçlarını kendi dediği ismin aday yapılmamasına bağlayıp zeytinyağı gibi üste çıkmadı mı?

İP’liler Türk siyasetinde çağ açacak diyerek tüm dikkatleri bu konuşmanın üzerinde toplamaya çalıştılar, bu muydu Türk siyasetinde çağ açacak söylem?

Daha önümüzdeki yerel seçimlerde İP ittifaklara kapıyı kapadı mı, araladı mı, bu durumu bile kimse anlamadı…

***

Meral Akşener’in 26 Ağustos tarihli konuşması, Türk siyaset tarihinde hangi siyasetçi yaptığı konuşmada onlarca laf etmesine rağmen aslında hiçbir şey söylememeyi başarmıştır soruna cevap oldu, Akşener’in tekerrürden ibarettir olduğunu gösterdi.

Kim Akşener’in bunca lafa rağmen yerel seçimlerde CHP ile ittifak yapmayacağına kefil olabilir?

Kumar masası dedikten kaç saat sonra masaya geri döndü, hatırlatmaya gerek var mıdır?

Akşener’in siyasi hayatındaki onca vazgeçişine rağmen kopamadığı tek yer o kumar masasıdır…