Belediyecilik halka hizmettir.

Dertlere deva olmak, sorunlara çözüm üretmek belediye başkanlarının ana vazifesidir.

Bu vazife ancak canla başla çalışmayı kendine ilke edinen bir adanmışlığın neticesinde layıkıyla yerine getirilebilir.

Peki CHP’li belediye başkanlarına bakınca bu bilince sahip olan birine rastlamak mümkün müdür?

***

Onlar 5 yıl boyunca anca kendi reklamlarını yaptılar.

Verdiği vaatlerin tamamını yerine getirmiş bir CHP’li belediye başkanı var mı?

Yok…

***

Vatandaşı, çöpümüzü alsınlar yeter noktasına getirdiler.

Örnek hizmetlerle şehrini ihya etti denilen bir CHP’li belediye başkanı var mı?

Yok…

***

Kendinden önceki dönemlerin bıraktıklarıyla işlerini yürüttüler.

Algı operasyonlarıyla milleti kandırmanın dışında bir icraatın altında imzası olan bir CHP’li belediye başkanı var mı?

Yok…

***

Bunların yerine ne var?

Hamaset var, bayağılık var, riya var.

Mesela sahte açılışlar var.

Örneğin giderayak gerçekleştirilen yapımına başlanma törenleri ile göz boyama çalışması var.

***

Tıpkı bir gezginin hikâyesindeki gibiler…

Bir grup dilencinin yatarak güneşlendiğini gören gezgin, içlerinden en tembel olduğunu kanıtlayana bir lira vereceğini söyler.

Bir lirayı duyar duymaz yerinden fırlayan dilenciler, paranın kendi hakkı olduğunu kanıtlayabilmek amacıyla kılıktan kılığa girerler.

CHP’li belediye başkanlarının söz verip de yapmadıkları vaatleri yeni vaat olarak tekrar duyurmaları en tembel olanın kazanacağına dair inancın göstergesi değil midir?

***

Uzun lafın kısası…

An itibariyle CHP’ye verilen her oy aylaklığa övgüdür.

Ve ayrıca kent uzlaşması adı altında DEM’i belediye meclislerine taşıma taşeronluğunu üstlendikleri için de PKK’ya nefestir.

31 Mart öncesi her şey ayan beyan ortadadır.