Türkgün | Başyazı | Adalet arayışı imtiyaz istemez

Adalet arayışı imtiyaz istemez

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Türkiye gündeminde adalet arayışıyla yankılanan bazı acı hikâyeler var.

Pek çok aile, kaybettikleri evlatları için yürek burkan bir mücadele veriyor.

Narin Güran, Ata Emre Akman, Ahmet Minguzzi, Hakan Çakır, Fatih Acacı ve daha niceleri…
Bu isimler, son dönemde yaşamdan koparılan çocukların ve gençlerin sembolü haline geldi. Narin Güran cinayetinde muallak durum sürse de, diğerlerinin katili belli; sanıklar tutuklu ve yargı süreçleri devam ediyor.

Ancak bu listeye ne yazık ki geçtiğimiz yıl bir isim daha eklenmişti: Diyarbakırlı Rojin Kabaiş.
Üzerinden bir yıl geçmiş olsa da henüz aydınlatılamayan ölümü, kamuoyunda derin bir üzüntü yaratmış durumdadır.

Bu olayla ilgili yeni gelişmelerde yaşanmaktadır.

Van’da, 27 Eylül 2024’te kaybolan ve 15 Ekim’de Van Gölü kıyısında hayatını kaybetmiş halde bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’inAdli Tıp Kurumu raporuna göre, vücudunun mahrem bölgelerinde iki farklı erkeğe ait DNA izleri tespit edildi. Bu bulgu, olayın seyrini değiştirecek nitelikte bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da bu gelişme üzerine “tüm süreç titizlikle yürütülmektedir.” Açıklamasını yaptı.

Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, evladının cansız bedeni bulunduğu günden bu yana olayın aydınlatılması için büyük bir mücadele veriyor. Ancak, yorulduğu ve umudunun azaldığı anlarda hislerini şu isyanla dile getirdi:

“Ben zengin olsaydım bu olay hemen çözülürdü; fakir olduğum için kimse destek olmadı.”

Acılı baba, evladının başına gelenlerin tüm yönleriyle ortaya çıkarılması için kamuoyundan yeterli desteği göremediğini düşünüyor. Çünkü tek başına kapı kapı gezerek bir mücadele veriyor.
Adaletin değeri elbette kişinin maddi gücüne göre değişmemelidir. Adalet, her vatandaşın eşit biçimde sahiplenmesi ve erişebilmesi gereken en temel haktır. Çünkü adalet arayışı sadece güçlünün, zenginin sahip olacağı bir durum değildir. 

Her olayda olduğu gibi, Rojin Kabaiş’in ölümünde de devlet kurumları, medya ve kamuoyu dinamikleri bu trajedinin üzerindeki sır perdesini aralamak için sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Rojin Kabaiş’in babası, daha önce de şu sözlerle tepkisini dile getirmişti:

“Baktılar ki Rojin garibandır, babası işçidir; intihar deyip üstünü kapatmaya çalıştılar!”

Nizamettin Kabaiş’in beynine ve yüreğine yerleşen,“Fakir, gariban, işçi olduğum için kamuoyundan destek alamıyorum” düşüncesi, toplumun hiçbir bireyinde kök salmamalıdır. 

Adalet arayışında elbette yalnızca Rojin Kabaiş’in babasının değil, hayatını kaybeden diğer çocukların ailelerinin de zaman zaman isyanları, feryatları ve beklentileri oluyor. Her biri, kendi acısının içinde adaletin tecellisini bekliyor.

Narin Güran’ın annesi, amcası, bazı kardeşleri ve akrabaları tutuklu olsa da süreç hâlâ tamamlanmış değil. Çünkü bu cinayetin nedeni ve failleri tam anlamıyla aydınlatılamadı. Narin’in babası da bu belirsizlik karşısında haklı bir isyan içinde.

Ahmet Minguzzi’nin ailesi ise adalet mücadelesinde adeta bir seferberlik halinde. Ancak bu süreçte çetelerden gelen tehditlerle, evlatlarının mezarına yapılan saldırılarla ve yargı sürecindeki bazı tutumlarla karşı karşıya kaldılar.
Özellikle sicili bozuk İstanbul Barosu’nun, duruşu ve kullanılan dilde etnik ayrımcılığı çağrıştıran ifadelerle sanıklara sahip çıkıyor görüntüsü vermesi; ayrıca, mevcut yasal düzenlemeler nedeniyle katillerin “suça sürüklenen çocuk” statüsünde yargılanması, toplumda derin bir kaygı ve öfke yaratmış durumda.

Diğer aileler de evlatlarının acısını dindirmek ve benzer trajedilerin yaşanmaması için katillerin hak ettikleri ağır cezayı alması ve adaletin caydırıcılığının güçlenmesi adına mücadelelerini sürdürüyor.

Adaletin olmadığı yerde huzur da kalmaz. Bu yüzden, her şeyin temelinde ve her yerde adaletin olduğu bir düzenin varlığı şarttır.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...