Meral Akşener’in ardına FETÖ’nün gücünü alarak MHP’yi ele geçirmeye çalıştığı günlerdi.

Bizzat Bay Kemal’in talimatıyla CHP’li belediyeler Akşener’e toplantılar yapması için salonlar verdi, CHP’nin Halk TV’si haftanın 7 günü ve günün 24 saati “MHP’de değişim” yayınları yaptı.

MHP’yi ele geçirme operasyonu başarısız olunca da İP kuruldu.

***

Yeni kurulan İP’in seçimlere katılmasının önünde engeller vardı, bu durumu aşmaları için yardıma koşan yine Bay Kemal’di.

İP’in seçimlere katılmasını ve en önemlisi hazine yardımı almasını Bay Kemal’in milletvekili ticareti fikrinin devreye sokulması sağladı.

15 CHP milletvekili koyun sürüsü gibi dizilip İP’e yollandı.

***

Bay Kemal’in Akşener ve İP’e güzellikleri bunlarla sınırlı kalmadı.

Bay Kemal onu kurduğu 6’lı masanın patroniçesi ilan etti, Parlamenter Sistem’e geçilecek, hanımefendi başbakan yapılacaktı.

Geçmişte Akşener ve İP’e geçtiği kıyakların cumhurbaşkanlığı adaylığı için desteğe dönüşeceğini sanan Bay Kemal aslında yanıldığını anladı ama durumu hep idare etti, çünkü “Başbakan adayımız Akşener” açıklamasını yapması bile Akşener’in “Kemal Bey’in adaylığını destekliyoruz” açıklamasını yapmasını sağlamıyordu.

***

Akşener Nuh dedi, peygamber demedi.

Kazanacak aday arayışında CHP’li belediye başkanlarının etrafında dönerek, bir gün Ekrem İmamoğlu’nun aday olması için çalıştı, diğer gün Mansur Yavaş’ın adaylığını destekleyeceğini açıkladı.

Derken İmamoğlu’nun ceza aldığı bahanesiyle kurulan Saraçhane tiyatrosunu fırsat bilerek Bay Kemal’e son darbeyi indirdi.

***

CHP’li yöneticiler son yaşananlar karşısında “Türkiye’nin ihtiyacı olan aday Kılıçdaroğlu” diye asıyor, “6’lı masanın adayı nerelerde yazıldığı belli olmayan siyaset mühendisliği senaryolarıyla hiçbir zaman belirlenmeyecektir” diye kesiyor ancak bugünlerin geleceği dünden belliydi.

MHP’yi ele geçirme operasyonunda sırtlarına alıp taşıdıkları akrebin eninde sonunda huyunun gereğini yapacağı aşikârdı.

Dolayısıyla bu sonu bile isteye seçen Bay Kemal’in bugün çıkıp, “Bir partinin genel başkanı başka bir partinin iç işlerine karışmamalı” demeye hakkı yoktur, çünkü Akşener’e MHP’nin içini karıştırması amacıyla sırt veren de, CHP’nin iç işlerine karışacak cüreti kendinde bulmasının önünü açan imtiyazları kazanmasını sağlayan da kendisidir.

***

Gelinen bu noktada Bay Kemal’in mağdur rolüne bürünmesinden ziyade düşünmesi gereken bir soru vardır, “Şimdiki aklım olsa Akşener’i sırtımda taşır mıydım?” sorusuna vereceği cevap ile göstereceği bir gram cesaret onu aday yapacaktır.

Ama o bunca yaşanana rağmen hâlen cumhurbaşkanlığı adaylığı için “Kararı verecek olan 6’lı masa, adayımız sizsiniz derlerse elbette ki aday oluruz” demekte, kazdığı kuyuda düştüğü yerden çıkmak için yardımı kendini o kuyunun dibine itenlerden dilenmektedir.

Bay Kemal zamanında masaya yumruğunu vurup “adayım” deseydi, bugün bu hâllere düşer miydi hiç…