Konuşma yaparken bir anda amigoya dönüşebiliyor.

Söylediklerine tepki gelmesini beklediği yerlerde reaksiyon alamazsa kendi söylediklerini kendi alkışlayabiliyor.

100 kişiyle gerçekleştirdiği mitingin ardından “Önüme anketler geliyor, bakıyorum keyifleniyorum. Geliyoruz, kazanıyoruz” sözleriyle seçim zaferi alacaklarını müjdeleyebiliyor.

***

Meziyetleri saymakla bitmiyor.

Bir gün PKK’nın siyasi uzantısı DEM ile kent uzlaşısı adı altında ittifak kuruyor.

Ertesi gün Atatürk’ün CHP’nin iktidar olmasını istediğini söylüyor.

Bir gün bölücü eli öpüyor.

Ertesi gün Misakımilli’den dem vuruyor.

Nerede ne yapacağı inanın hiç belli olmuyor.

***

Son yaptığı ise ağzından çıkanı kulağının duymadığını kanıtlıyor.

Çünkü o artık oy istemediği kesimleri sınıflıyor.

Askerliğini bedelli yapanlardan oy istemediğini “Türkiye’yi sevenlerden oy istiyoruz, öyle bedelli askerliğe kaçanlardan değil gerekirse bu vatan için canını vermeye razı olanlardan oy istiyoruz” cümleleriyle açıklıyor.

***

Kimi adına gaf diyor, kimi pot diyor.

Kendi dilim sürçtü dese de Özgür Özel yaptığı açıklamalarla çamları bir bir deviriyor.  

Vaziyet öyle bir hal almış durumda ki, CHP’li yazarçizerleri bile çileden çıkarıyor, herkese saç baş yolduruyor.

***

Yılmaz Özdil onu “CHP tarihinin en çapsız genel başkanı” olarak tanımlıyor.

Enver Aysever onu “Entelektüel seviyesi sıfır olan bir çocuk” olarak tanımlıyor.

Özgür Özel’in seçimlere kadarki kalan süreyi miting yapmadan, televizyona çıkmadan geçirmesi durumunda CHP’nin daha fazla oy alacağına inanılıyor.

***

Bozuk saatlerin bile doğruyu göstermeye başlaması, CHP’de seçimlerin hemen ardından olağanüstü kongrenin toplanacağını haber veriyor.

Yani çanlar Özgür Özel için çalıyor.

Bir yandan PKK’nın siyasi uzantısı DEM’le demlenmenin açığını kapatmaya çalışırken diğer yandan Ekrem İmamoğlu’nun bedelli askerliğini tartışmaya açması Özgür Özel’in de bu durumun farkında olduğunu gösteriyor.

O aklınca bir taşla tüm kuşları vurmak istiyor ama battıkça batıyor.