Yapay zeka, tıptan hukuka birçok sektörde dönüştürücü etkiler yaratırken şimdi de eğitim alanında öğretmenlik görevini üstlenmeye hazırlanıyor. Dünya genelinde birçok ülkede yapay zeka destekli öğretim araçları, sanal öğretmen asistanları ve dijital koçlar sınıflarda kullanılmaya başlandı. Peki yapay zeka öğretmenlerin yerini alabilir mi?
Özellikle Çin, Güney Kore ve ABD gibi ülkelerde AI tabanlı öğrenme sistemleri sınıf içi eğitimde aktif rol oynuyor. Öğrencilerin eksik kaldığı konuları analiz eden bu sistemler, kişiselleştirilmiş ödevler ve tekrar testleri hazırlayabiliyor. Türkiye’de de MEB ve bazı özel eğitim kurumları, yapay zeka tabanlı platformlarla pilot çalışmalar yapıyor.
Avantajlar
Kişiye özel öğrenme: Her öğrencinin seviyesine göre uyarlanmış içerik sunabiliyor.
Zaman verimliliği: Öğrencinin ilerlemesini takip ederek öğretmene rapor sunuyor.
Dijital asistanlık: Sıkça sorulan soruları yanıtlayarak öğretmenin yükünü hafifletiyor.
Yapay zeka sistemleri şu an duygusal zekadan yoksun, yani empati kurma ve pedagojik sezgiler konusunda insan öğretmenlerle kıyaslanamıyor. Ayrıca, öğrenci motivasyonu, sınıf içi sosyal dinamikler ve değer aktarımı gibi alanlarda yapay zekanın etkisi sınırlı kalıyor.
Örnek Uygulamalar
Khanmigo (Khan Academy): GPT destekli bireysel öğrenme asistanı.
Squirrel AI: Çin'de milyonlarca öğrenci tarafından kullanılan uyarlanabilir öğrenme sistemi.
YGA AI Öğretmen Projesi: Türkiye merkezli sosyal fayda odaklı eğitim platformlarında pilot olarak uygulanıyor.
Öğretmenlerin Yerini Alır mı?
Uzmanlara göre yapay zeka öğretmenleri tamamen ikame edemez, ancak öğretmenlerin yardımcı asistanı olarak görev alabilir. Yani "öğretmenin yerine değil, yanında" kullanılmalı.