Şair Sezai Karakoç’un kaleme aldığı efsanevi şiir “Mona Roza”ya ilham kaynağı olduğu kabul edilen Muazzez Akkaya Giray, 95 yaşında yaşamını yitirdi. Akkaya’nın hem kamu hizmetindeki kariyeri hem de edebiyat dünyasına yansıyan etkisi, onu unutulmaz kılıyor.
Eğitim Hayatı ve Mesleki Kariyeri
1930 yılında Sakarya’nın Geyve ilçesinde dünyaya gelen Muazzez Akkaya, Kandilli Kız Lisesi’nden “pekiyi” dereceyle mezun olduktan sonra, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Maliye bölümünü başarıyla tamamladı.
Kamu hayatına Maliye Bakanlığı’nda stajyer memur olarak adım atan Akkaya, Devlet Su İşleri, Karayolları Genel Müdürlüğü ve çeşitli mali kurumlarda görev yaptı. 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden gerekli fark sınavlarını vererek avukatlık yetkisi kazandı ve Maliye Bakanlığı’nda hazine avukatı olarak atandı.
Yurtdışı Görevi ve Avukatlık Yılları
1964 yılında eşi Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliği’ne atanmasıyla birlikte görevinden ayrılarak İsrail’e giden Muazzez Akkaya, üç yıl sonra Türkiye’ye döndü. Ankara Barosu’na bağlı olarak serbest avukatlık yapmaya başladı ve uzun yıllar hukuk alanında hizmet verdi.
“Mona Roza”ya İlham Veren Kadın
Muazzez Akkaya’nın edebiyat tarihindeki yeri, Sezai Karakoç’un kült eseri “Mona Roza” şiiriyle özdeşleşmiş durumda. Karakoç’la üniversite yıllarında aynı dönemde öğrenim gören Akkaya, şairin bu unutulmaz şiirini kendisine duyduğu platonik aşkla kaleme aldığı isim olarak kabul ediliyor.
Ayrıca aynı dönemde Cemal Süreya ile de yakın çevrede bulunan Akkaya’nın, şairin soyadından bir harfi eksiltmesinde etkili olduğu da yıllar sonra ortaya çıkan ilginç bir detay olarak dikkat çekiyor. Akkaya, bu döneme dair verdiği bir röportajda, Karakoç’un kendisinden küçük olması nedeniyle ilişkiyi düşünmediğini, Süreya’nın ise bir iddia sonucu soyadını değiştirdiğini belirtmişti.
Son Yolculuğuna Uğurlandı
Uzun süredir safra kesesi kanseri tedavisi gören Muazzez Akkaya Giray, 8 Haziran 2025’te İstanbul’daki evinde hayatını kaybetti. 9 Haziran’da Fenerbahçe Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.
Dört çocuk annesi olan Akkaya, sadece kamu hizmetindeki çalışmalarıyla değil, aynı zamanda edebiyat dünyasındaki dolaylı etkisiyle de Türk kültür tarihinde özel bir yer edindi.