CHP tarihinin en çapsız genel başkanı olduğu dillendirildi.

Önümüzdeki yerel seçimlerin onun ilk ve son seçimleri olduğu iddia edildi.

Seçimlere kadarki süreyi miting yapmadan, televizyona çıkmadan geçirmesi durumunda CHP’nin daha fazla oy alacağı bile söylendi.

Üstelik bu ifadeleri öyle rakipleri falan değil, bizzat kendi yandaşları kullandı.

***

Tüm bu küçük gören ifadeler yetmedi, üstüne bir de miting meydanına çırağım denilerek çağrıldı.

Engin Altay’ın genel başkanı Özgür Özel’i sahneye davet edişi ile öğrencisini müsamereye çağıran bir öğretmen arasında fark var mıydı?

Peki ya Deniz Zeyrek’in koyduğu postaya ne demeli?

Hiçbir gazetecinin aklına vaatlerini hatırlamayan İmamoğlu’na “o zaman kalk koltuktan ben İBB Başkanı olayım” demek gelmezken neden Deniz Zeyrek’in aklına Özgür Özel’e “o zaman gelin ben CHP Genel Başkanı olayım” demek geldi?

***

Dikkat ederseniz onu vuranlar bölücü eli öpmesini,  PKK’nın siyasi uzantısı ile DEM’lenmesini, terörle mücadelenin karşısında durmasını, mezhepsel fitneler saçmasını ve hatta darbe çağrısı yapmasını eleştirmedi.

Küçük görme, basit gösterme, koltuğa yakışmadığını ima etme ile bir plan devreye alındı.

Çanlar Özgür Özel için çaldı.

Belli ki kuklacı kuklasından sıkıldı.

Ve yaşanan her olay CHP’lilerin 31 Mart seçimlerine değil, 1 Nisan sabahı toplanması için çağrısı yapılacak olağanüstü kurultaya hazırlandıklarını gösterdi.

31 Mart öncesi atılan ısınma turları, 1 Nisan itibariyle şov ve algı belediyeciliğinin sonunun gelmesinin yanı sıra şişirilen değişim balonunun da patlatılacağını gösterdi.