Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Devlet adamı koltuk adamı

Devlet adamı koltuk adamı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türkiye’de son yarım yüzyılda; 1966’da Muş Varto, 1970’te Kütahya Gediz, 1971’de Bingöl, 1975’te Diyarbakır Lice, 1976’da Van Muradiye, 1983’te Erzurum Narman, 1992’de Erzincan, 1999’da Marmara, 2011’de Van, 2020’de Elazığ Sivrice ve İzmir, 6 Şubat 2023’de Kahramanmaraş ’da yıkıcı etkileri olan depremler meydana geldi. Bu depremler göstermektedir ki, Türkiye bir deprem kuşağındadır.

6 Şubat depremleri yaklaşık 500 kilometrelik çapı, daha çok 11 ilde 14 milyon insanımızı etkileyen sonuçları, 313 bin binadaki 894 bin bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı hâle getiren yıkım gücüyle, 50 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 100 binden fazla vatandaşımızın yaralanmasına neden olmuştur. Aileler parçalanmış, geçmişler silinmiştir. Tüm bu yıkım yüzyılın afeti olarak 85 milyonu insanımızı, Türk dünyasını, Müslüman toplumları ve tüm insanlığı derinden etkilemiştir.

Doğal olarak depremin hemen ardından milyonlarca vatandaşımız afetin yol açtığı sorunların bir an evvel çözülmesi beklentisi içerisine girmişlerdir. Cumhur ittifakı bu beklentileri boşa çıkarmamış, devlet millet ele ele verip depremin olduğu ilk dakikalardan itibaren vatandaşlarımızın tüm yaralarını sarmaya çalışmıştır. Seferberlik ruhuyla gece gündüz hiç dinlenmeden hizmetler yerine getirilmiş, hiçbir vatandaşımız aç ve açıkta bırakılmamıştır.

Halen yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımız deprem bölgesinde geçici barınma alanlarında ve 2,5 milyon vatandaşımız da deprem bölgesi dışındaki şehirlerde devletimizin imkanlarıyla beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçları başta olmak üzere tüm ihtiyaçları karşılanmaktadır.

Artık deprem bölgelerinde depremin ilk günlerdeki arama kurtarma ve acil yardım ihtiyaçlarının yerini, enkazın kaldırılması, acil barınma, geçici barınma alanlarının oluşturulması, kalıcı konutların inşası süreçleri almıştır.

Devletimiz bir taraftan eldeki tüm imkânlarını kullanarak konteynerleriyle, prefabrikleriyle, çadırıyla geçici barınma alanları oluştururken, diğer taraftan eş zamanlı olarak kalıcı konutların yapımına başlamıştır.

Her gün Cumhur ittifakı liderleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici ve YRP Genel Başkanı Sayın Fatih Erkan’ın katılımlarıyla binlerce konutun temeli atılmaktadır.

Hedef 319 bini ilk bir yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konutu yaparak deprem mağdurlarına teslim etmektir. Yapılan kentleşme çalışmaları şehirlerin sosyolojisini, tarihini, kültürünü ve mimari yapısını koruyacak bir anlayışla yürütülmektedir. 

Görüldüğü gibi devletimiz 85 milyonu arkasına alarak ilgili kurumları ile bir an önce yaraları sarmak için olağanüstü çaba harcamaktadır. Her geçen gün enkazlar kaldırılıp inşaatlar başladıkça, vatandaşlarımıza umut olmaktadır.

İslâm’ın merhametini ve ahlâkını tüm insanlığa anlatan, her birimizin iç dünyasını tazelediği, sahip olduğumuz nimetlere şükretmemizi, ihtiyaç sahiplerini anımsamamızı ve onlara yardım etmemizi hatırlatan kutsal Ramazan ayında da devlet kurumlarımız ve cumhur ittifakı depremzedelerin yanındadır.

Dün olduğu gibi bugün de Ramazanda da vatandaşlarımızın yalnız olmadığını hissettirmek için deprem bölgesinde olmaya devam etmektedirler. Yüzyılın felaketiyle mücadele ettiğimiz bu zor günlerde birlik ve kardeşlik içinde, ete ve kemiğe bürünmüş bir şekilde vatandaşlarımızın iftar sofralarına konuk olmaktadırlar. Onların hayatlarının tekrar eski düzenine kavuşuncaya kadar yalnız bırakmamaya kararlıdırlar. 

Cumhur ittifakı vatandaşımızın derdiyle dertlenmektedir. Bunu 14 Mayısta sandık ufukta görüldüğü için değil, büyük devlet olma bilinciyle “önce ülkem ve milletim, sonra ittifak ve partimiz…” temel anlayışıyla yapmaktadır.

Maalesef Türkiye’de savunma sanayinden doğalgaz kuyularına, şehir hastanelerinden otoyol yapımına, köprülerden tünellere, havalimanlarından fabrikalara kadar yapılan her işe karşı çıkmayı, iftirayla engel olmayı maharet sanan, vatandaşımızın umut, beklenti ve hayatta kalma inancını yok etmeye çalışan bir muhalefet bulunmaktadır.

Bu muhalefet öyle bir muhalefet ki, milletimizin acısı halen tazeyken koltuk, ikbal ve istikbal kavgasına tutuşmuş, söylem ve eylemleriyle fetöcü ve bölücü terör örgütleriyle yol yürüyen, toplumun inanç değerlerine ve onun sembollerine saygı göstermeyen, ülkemizin sorunlarına çözüm üretecek hiçbir vizyon geliştirmeyen bir muhalefettir.

Halkımız ferasetiyle her şeyin farkındadır. Dezenformasyonlara kanmamaktadır. Yanında olanla yalandan olanı çok iyi bilmektedir. Yaparsa cumhur ittifakı yapar demektedir. Cumhur ittifakına inancı tamdır. Devlet adamı ile koltuk adamını çok iyi bilmektedir. Zamanı geldiğinde en doğru kararını verecektir. Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır...   

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *