ABD Başkanı Donald Trump, ithalata uygulanan yüksek tarifelerle devlet kasasını doldurduktan sonra şimdi de dar ve orta gelirli Amerikalılara “kâr payı” dağıtma planını açıkladı. Trump’ın bu çıkışı, hem ekonomik çevrelerde hem de seçmen tabanında geniş yankı buldu.
‘NAKİT DESTEK SAĞLAYABİLİRİZ’
New Jersey’deki golf tesisinden ayrılmadan önce gazetecilere konuşan Trump, “Orta ve alt gelir grubuna dahil vatandaşlarımıza bir tür nakit destek sunabiliriz. Bu, bir çeşit kâr payı niteliğinde olabilir” dedi. Trump, ithalata uygulanan yüksek vergi oranları sayesinde ABD Hazinesi’ne “ülke tarihinin en büyük gelirlerinden birinin” aktığını ileri sürdü.
ABD HAZİNESİ TARİHİ GELİR ELDE ETTİ
New York Times’ın haberine göre, Trump yönetimi tarafından uygulamaya konan yeni vergi tarifeleri, Çin, Almanya, Türkiye ve Hindistan başta olmak üzere toplam 69 ülkeyi kapsıyor. %15 ila %50 arasında değişen oranlardaki bu vergiler sayesinde yalnızca 2025’in ilk 7 ayında ABD’nin gümrük gelirleri 152 milyar dolara ulaştı. Bu miktar, geçen yılın neredeyse iki katına denk geliyor. Ekonomistlere göre bu uygulamalar sürdüğü takdirde, ABD önümüzdeki on yılda 2 ila 3 trilyon dolar arası bir gelir sağlayabilir.
Trump, bu yükselişi “ülke tarihinde benzeri görülmemiş bir mali büyüme” olarak nitelendirdi ve bu kaynağın doğrudan halkın yararına kullanılabileceğini vurguladı.
GELİR ARTIYOR, MALİYET KİMİN OMUZUNDA?
Ancak işin perde arkasında farklı bir tablo var. Yale Budget Lab’in analizine göre, bu vergi politikaları Amerikan hanelerine yılda ortalama 3.800 dolarlık ek yük getiriyor. Düşük gelirli ailelerin alım gücünde ise yıllık 2.000 doları aşan kayıplar yaşanıyor. Washington Center for Equitable Growth’un verilerine göre, uygulanan vergilerin maliyeti büyük oranda tüketicilere yansıtılıyor.
Deutsche Bank’ın değerlendirmeleri, ithalat maliyetlerindeki artışın üretici fiyatlarına yüzde 4.5 oranında yansıdığını, bunun da hem fiyat artışlarını tetiklediğini hem de istihdam güvenliğini zayıflattığını ortaya koyuyor.
‘TRUMP MODELİ’
Trump’ın kâr payı önerisi, gelir eşitsizliği tartışmalarını yeniden alevlendirirken, yeni dönemde benimseyeceği ekonomik rota üzerine spekülasyonlara da yol açtı. Bu açıklama, kamuoyunda “Trump modeli” olarak adlandırılan yaklaşımın yeniden biçim kazandığına dair bir işaret olarak değerlendiriliyor.