Fenerbahçe, Süper Lig'in son haftasında sahasında Konyaspor ile karşılaştı. Sarı-lacivertli takım sahasında oynanan maçı 2-1 kazanarak sezonu galibiyetle tamamladı.
Şampiyonluk hasreti 11 sezona çıkan Fenerbahçe için SABAH Spor yazarları Murat Özbostan, Mustafa Çulcu, Ali Gültiken ve Gürcan Bilgiç değerlendirmelerde bulundu. İşte o değerlendirmeler…
MURAT ÖZBOSTAN: "FATURAYI KİME KESELİM!"
"Fenerbahçe için sezon nihayet bitti... Çok zor bir yıl geçirdi taraftar, camia, takım. Şimdi Fenerbahçe'de faturayı kime keselim?.. Birinci sıraya Ali Koç ve yönetimi koyalım.. Bu takımı onlar kurdu, Jose Mourinho'yu Sayın Koç göreve getirdi..
Fenerbahçe başkanı seçildikten sonra ki en pahalı kadrosunu kurdu, en iyi teknik direktörü aldı ama olmadı. Jorge Jesus, Türkiye Kupası'nı alırken 8 puan fark yemişti liderden. Ama bir kupa almıştı. İsmail Kartal rekorlar kırarken Galatasaray'ın 2 puan gerisindeydi.
Emre Belözoğlu ise 4 puan gerideydi. Ama Portekizli teknik adam, tarihin en pahalı kadrosuyla 11 puan geride sezona veda etti. O zaman Mourinho için olumlu hiçbir şey yazamayız.. Fenerbahçe'yi 6764 kişi izledi dün... Dışarıda ise yürüyüş yapan daha büyük bir taraftar kitlesi vardı.
''CAMİA VE TARAFTAR HEMEN SEÇİM İSTİYOR''
Camia ve taraftarın yönetime büyük tepkisi var. Hemen seçim istiyorlar. Mourinho takımın hocası olsa da tepkilerden nasibini almadı. Sonuç itibarıyla seçim için artık bir tarih belirlenmeli, kim ya da kimler adaysa sandığa gidilmeli. İşte o zaman Fenerbahçe'de sular durulacak. Yoksa bu gerilim atmosferi yeni sezona kadar sürecek.
Kimi getirirseniz getirin ya da alın bir şey fark etmeyecek. Fenerbahçe'nin şu an ihtiyacı olan tek şey huzur. Sonra da umut... Zaten umudunuz yoksa yeni sezona da başlasanız ne olur!. Özetle Fenerbahçe'nin kendisini baştan aşağı resetlemesi lazım. Mourinho kalsa da gitse bir şey değişmez artık."
GÜRCAN BİLGİÇ: "TÜM CIVATALAR GEVŞEMİŞ"
"Gevşeyen cıvataların artık somundan kurtulma aşamasına geldiği bir ortam. Bir gün önce takımın iki efsanesi veda ediyor arkadaşlarına. "Sahaya çıkmayalım, protesto edilebiliriz" diyorlar. Ertesi gün Kadıköy'e geleceklerin ruh halini tahmin edin artık. Hoca deseniz, dünya umurunda değil. "Gurur ve profesyonellik" olarak açıklıyor maçın anlamını.
"EN KÖTÜ SENARYO BU"
Ne yürüyüş yapanlar, ne "istifa" diye bağıranlar ne de "Bir umut" diyerek tribünlere gelenler var hesabında. Ve kulüp tarihindeki, böyle krizli dönemlerin değişmeyen akıbeti de gerçekleşiyor; dördüncü dakika, ilk atak- ilk şut ve gol… Rakip önde. Bir sonrasında meteor çarpması var. Olabilecek en kötü senaryolar yaşanıyor. Yine de takım bu baskıya karşılık verdi. 20'den sonra oyunu yığdılar rakip kaleye. İrfan Can Kahveci üstlendi liderliği, sorumluluk aldı, diğerlerini de peşine taktı. Tribündeki taraftar onları ıslıklarken, "onları" sevindirecek o "golü" bulmak için uğraştılar.
"YİNE DE VAZGEÇMEDİLER"
İşler sarpa sardıkça, Mourinho da geri dörtlüyü "ikili" yaptı, kenarları ortaya aldı, en son kararda Cenk Tosun'u sol öne koydu. Sonuç; birçok Fenerbahçeli'nin burun kıvırdığı bu futbolcular, ne kadar "karakterli" olduklarını gösterdiler. Kendi seyircileri karşılarındayken bile vazgeçmediler, sorumluluk aldılar. Hem tribünlerin, hem de kendilerinin en büyük şanssızlığı "Özel biri"yle sezonu geçirmeleriydi."
ALİ GÜLTİKEN: "ZORLUK ŞİMDİ BAŞLIYOR"
"Fenerbahçe ligi bitirdi ama beraberinde de camia içinde büyük tartışmalar başlattı. Şampiyonluğa oynamak büyük takımlar açısından elbette en önemli hedef ancak sonucunda kazanamadan, sürekli kaybeden taraf olarak lige son noktayı koymak camiaları da ciddi bir şekilde yoruyor. Bu senenin özetinde geriye dönüp baktığımızda aslında faturanın yönetime değil, teknik direktör Jose Mourinho'ya ait olduğunu çok net söyleyebiliriz. Oyun ve oyuncu tercihlerindeki istikrarsızlık Fenerbahçe'de tartışılacak çok derin izler bıraktı.
Fakat işin bütününde Fenerbahçe camiası fotoğrafın sadece son seneki kısmına bakmıyor. Ali Koç'un bütün başkanlık dönemi üzerinden değerlendirme yapıyor. Bu da dün maçın önüne geçen protestoların odak noktasını oluşturuyor. Fenerbahçe'nin kadro derinliği zaten tartışılmaz. Ligi de kazanarak bitirdi. İrfan Can'ın bütün sezon oynatılmaması büyük bir teknik direktör eksikliği. Dün attığı golle Mourinho'ya bir cevap verdi diyebiliriz. Aslında ironik olan geçen maç sonrası, "Keşke Cenk Tosun'u oynatabilseydim" deyip, bu maçta yine 11'de başlatmaması oldu. Bu da aslında Mourinho'nun Türkiye'deki futbol kamuoyuna ne kadar ciddiyetle baktığının göstergesi. Tüm bunlar Fenerbahçe'nin sezon bitimi itibarıyla zor bir döneme girdiğini gösteriyor.
Bir yandan camia baskısı, bir yandan seçim sürecinin işlemesi, bir yandan da önümüzdeki sezon kadrosunun inşa edilmesi gibi konular Fenerbahçe'yi çok meşgul edecek. Ama en önemli konu hâlâ Mourinho ile devam edilip edilmeyeceğini noktası. Fenerbahçe'nin sportif direktör konusunda Mourinho'nun kararına karşı bir tutum almış olması, yönetimin de bu konuda nasıl bir düşünceye sahip olduğunu çok net gösteriyor. Üstesinden gelebilirler mi? İşin bu tarafı da kolay görünmüyor. Mourinho, yönetimin de kaderini çizecek gibi duruyor."
MUSTAFA ÇULCU: "GENLERİYLE OYNADI"
"Fenerbahçe, "Yönetim istifa" protestoları altında oynadığı maça erken yediği golle adeta yenik başladı. Derin ve iyi kapanan kalabalık Konya savunmasını açmakta zorlandı. Ancak ikinci yarıda bulduğu gollerle sezonu galibiyetle kapatmayı bildi. Mourinho, maalesef Fenerbahçe'nin genleriyle, ruhuyla oynadı, çok sıkıntılı ve karanlık bir sezon yaşattı. Öyle ki geçen hafta Cenk Tosun'a daha fazla süre vermediği için pişmanlığını dile getirmesine rağmen ne gariptir ki bu maçta bile ancak 60'ta oyuna aldı!
İrfan Can Kahveci'nin isteği, oyuna katkısını ve attığı golde klas vuruşunu görünce acaba ona da yeterince süre vermediği için pişman olmuş mudur? Mourinho'ya zengin bir kadro ve konfor alanı yaratmış olmasına rağmen haftalardır "Yönetim istifa' diye tepki veren seyirciden hiç ''Mourinho istifa'' tepkisinin gelmemesi de oldukça garip ve ilginç!
Genç FIFA hakemi Oğuzhan Çakır, harika bir fiziğe sahip ama oyunu okumada ve sahada yer almada sorunlar yaşıyor. Pozisyonların içinde oyuncuların koşu yolunda kalması, kaçamadığı için 20'de kendisine topun çarpması kabul edilemez!
Futbolun doğasında olan temaslara, çime takılıp düşünlere bile faul çalıp net ayağa basmalara devam deyince futbolu bilmediğini düşündürttü! Talisca'ya çıkan sarı kart yeterli, kırmızı olmaz. Ama oyunu bozan, kendini yere atarak yüzüne darbe almış gibi aldatma yapan, temas yokken varmış gibi buz tedavisi uygulatan Bazoer'e niye sarı yok? Hakemler bilmeliler ki sahada adil uygulamalar, onlara olan güveni arttırır."
