Maltepe'de yaşayan 57 yaşındaki Keklik, evinde eşi Ayten Neşe Keklik ve kedisi "Sevecen" ile birlikte bu müzikal yolculuğuna devam ediyor. Genç yaşta amcasının ve mahalle arkadaşlarının etkisiyle plak dinlemeye merak saran Keklik, 70'li yıllarda yabancı müziklerden başlayarak bu tutkusunu geliştirdi. Zamanla, yalnızca plakları değil, onların kapaklarını da biriktirmeye başladı ve bunun için evinde özel bir alan oluşturdu.
Keklik, değerli plaklarının yanı sıra kapaklarının da büyük bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. "O matbuayı kapağıyla birlikte elinde bulundurmak çok daha önemli," diyor ve ayrıca nadir bulunan bazı plaklar için özel pikap ve ses sistemine de sahip olduğunu ifade ediyor. Sabit bir yerde müzik dinlemekten keyif alırken, her gün ruh haline göre farklı bir plağı dinlemek ona büyük mutluluk veriyor.
Naci Keklik, gençlerin günümüzde plaklara olan ilgisini Çağan Irmak'ın "Issız Adam" filmine bağlıyor. Genç neslin plaklarla tanışmasının, önceden deneyimledikleri bir ritüel olduğunu düşündüğünü ve bu sürecin onlara nostaljik bir tat kattığını söylüyor. "Plakların kalitesiz olduğu düşünülse de, bunun tam tersine bir analog sıcaklığı sunduğunu biliyoruz," diyor Keklik.
Koleksiyonunda bazı plakların fazladan kopyalarını bulundurduğunu ve bunlar için bir liste oluşturduğunu da belirtiyor. Ancak, plaklarının ne olacağı hakkında belirsizlik yaşadığını ifade ediyor. Keklik, evini ziyarete gelen misafirlere plaklarını vermediğini ve bunlara olan bağlılığının son derece güçlü olduğunu dile getiriyor.
Bir koleksiyoncu için plaktaki her detayın önemli olduğunu düşünen Keklik, geçmişteki analog kayıtların müziğin dünyasını nasıl etkilediğini de anlatıyor. "Sanatçılar, kayıt yaparken gerçekte stüdyolarda oturup tüm canlılığıyla müziği kaydediyorlar," diyor. Bu bakış açısıyla, onun için plakların sadece birer müzik parçası değil, aynı zamanda tarihin ve sanatın bir parçası olduğunu da belirtmekte. Keklik, genç koleksiyonerlerin sorularına destek olmaktan mutluluk duyduğunu da ifade ediyor.