Orhan Köseoğlu, Ben normal nizami bir şekilde seyir halindeyken, önümdeki araç iki şeridi birden ortalayıp biraz sağda, biraz solda kafasına göre seyir halindeydi. Ben de geçmek için bir manevrada bulundum. Birden üzerime kırınca ya arabaya ya kaldırıma ikisinden birine neredeyse çarpıyordum. Son anda motoru zapt ettim ve durdum. Arkadaşımız biraz gergin yaklaştı. Ben de sürekli bu tür olayları yaşadığım için biraz daha sakin davrandım. Görmemiş olabilir diye düşündüm. Tartışmanın sonunda tatlıya bağladık. Israrla beni çaya davet etti, ben de kırmadım. Kavgadan dostluğa gibi bir şey oldu. Ben kendi öz eleştirimi de yaptım, çok yaklaşmamam gerekiyordu. Ama ben tehlikeden uzaklaşmak için o manevrayı yapmıştım. Böyle gerçekleşti. Sonra orta yolu bulunca, biraz daha tatlıya bağlanınca ‘Gel çay ısmarlayayım’ dedi. İlk etapta istemedim, teşekkür ettim. Sonrasında ısrar edince ben de gittim. O şekilde dostluğumuz başladı dedi.