Deprem günü yaşadıklarını anlatan Leyla Altun, "Depremde evdeydim ve uyumuyordum, ayaktaydım. Eşim yatıyordu. Sarsıntı başladı. Tavanlar dökülüyordu, sonra eşim çok panik yaptı. Yani duvarı tuttu, dolabı tuttu, oturma odasına geçtik, yoldan tarafa. O oturma odasına geçmemizle eşim kendini balkona attı, balkondan belki dışarıya atlamayı düşündü. Orada B blok bizim apartmanın üzerine devrildi, bütün balkonları aldı indirdi. Eşim arasında kaldı, onu birebir gözlerimle gördüm. Ben her şeye hazırdım, ya ölecektim ya kalacaktım. Dua ediyordum, sürekli dua okuyordum. Sonra üzerime tavan indiğini hissettim ve boynum kırıldı o anda. Yer vakumladı beni, dizimin üstüne yerlere çöktüm. Belden aşağım toprağın altında kaldı ve kayınvalidem vardı. O da kanepenin üstünden benim üstüme doğru geldi. Ve o şekilde kaldık yani" diye konuştu.

DEPREMDE EŞİMİ KAYBETTİM
O şekilde 3 gün enkaz altında kaldığına değinen Altın," O 3 günün içinde bilincim yerindeydi. Sürekli dua okuyordum, işte çocuklarım öldü diyordum. Beni arayan yok, soran yok diyordum. Hiç kimsenin sesini duymuyordum. Dışarıyla hiçbir hava bağlantımız yoktu. Yani ne bir ses, ne bir ışık, ne bir karanlık, hiçbir şey görmüyorsun. Sonra aradan bayağı geçti işte, bazı rüyalar görüyordum işte. Çok güzel şeylerle de karşılaştım. Kurtarma ekibi geldi. Seslendiler aslında, hiç ümit yoktu yani. Bir ses duydum. Ben var gücümle , sesimi duyan var mı diye bağırdım. Tabii ağzım böyle çok kuru, çok susuzdum zaten. Ses verdim, onlar da beni duydular. Onların duymasıyla kurtarışlar gerçekleşti. İlk karşı karşıya AFAD ekibi işte beni bulmasıyla göz göze gelmemiz çok müthiş bir duyguydu, çok ağladım, çok sevindim"diyerek o anları anlattı. Depremde yıkılan binalarının aynı yerinde yeni yuvalarına kavuştuklarını belirten Altun, "Eski oturduğum evim de tam şu anki taşındığım bina. Burada yıkıntı yaşadık. Burada eşimi kaybettim. Buradayım. İşte insan unutamıyor hiçbir acısını, hiçbir geçmişini"ifadelerini kullandı.