Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Vatikan’da Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çok Taraflılık” konulu uluslararası konferansa katıldı. Konferansta, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Prof. Jeffrey Sachs, Kardinal Peter Turkson, Rahibe Helen Alfrod ve BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Angel Moratinos gibi önemli isimler yer aldı.
Etkinlikte “Küresel Vatandaşlık için Çok Taraflılık” başlıklı oturumda bir konuşma yapan Emine Erdoğan, insanlığın karşı karşıya olduğu derin krizlerin, çok taraflı işbirliğini ve küresel vicdanı zorunlu kıldığını vurguladı. Erdoğan, “İnsanlık ailesi olarak ciddi bir alarm zili çalıyor” diyerek, yoksulluk, göç, eğitim eşitsizliği, açlık ve savaş mağduriyeti gibi küresel sorunlara dikkat çekti.
“İnsan insana emanettir”
Emine Erdoğan, insanlığı tek bir büyük aile olarak gördüğünü belirterek, “Bizim inancımızda, insan insana emanettir. Farklılıklarımız, insanlık mozaiğini güzelleştiriyor. Ancak bugün bu değerler tehdit altında” dedi. Konuşmasında dünya genelindeki adaletsizliklere ve eşitsizliklere örnekler veren Erdoğan, özellikle çocukların ve mültecilerin durumunun insanlık onuruyla bağdaşmadığını ifade etti.
“Yeni çözümler ve ahlaki zemin şart”
Erdoğan, mevcut küresel sistemlerin insanlığa refah ve adalet sunmakta yetersiz kaldığını vurguladı ve şunları söyledi:
“Mevcut düzenle adil bir dünya inşa etmek mümkün değil. İhtiyacımız olan şey; köklü bir zihniyet dönüşümü, ahlaki bir zemin ve sorumluluk bilinciyle kurulan küresel iş birlikleri.”
“Türkiye, insanı merkeze alan bir anlayışla hareket ediyor”
Türkiye’nin insan odaklı dış politikasına da değinen Erdoğan, Suriye savaşından bu yana milyonlarca mülteciye kapıların açıldığını hatırlattı. “Anadolu’da misafir sofrada baş köşeye oturtulur. Biz hala 4 milyona yakın insanı barındırıyor, kimseyi zorlamıyor, dileyenlere güvenli geri dönüş sağlıyoruz” dedi. Türkiye’nin dünyanın dört bir yanına uzanan insani yardımlarını da hatırlatarak, “Mumdan mum yakmak ışığı eksiltmez, biz de bu inançla hareket ediyoruz” ifadesini kullandı.
“Küresel vatandaşlık, çeşitliliği silmek değil, yaşatmak olmalı”
Konuşmasında küresel vatandaşlık kavramını da eleştirel bir bakışla değerlendiren Erdoğan, “Küresel vatandaşlık, insanları tek bir kimlik potasında eritmeye çalışan bir yaklaşım haline gelmemeli. Tek sesli bir dünya, insanlığın mirasını silmek olur” dedi. Her hafta bir dilin yeryüzünden silindiğini hatırlatarak, kültürel kayıpların geri dönüşsüz sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
“Mevlana’nın pergel metaforu yol gösterici olmalı”
Erdoğan, Mevlana’nın “Pergelin sabit ayağı dinimdedir, diğeriyle yetmiş iki milleti gezerim” sözünü hatırlatarak, bu metaforun yeni küresel vatandaşlık anlayışına ilham olması gerektiğini söyledi. “Kendi kimliğimizde sabit durarak, farklılıkları kucaklayan bir yaklaşım inşa etmeliyiz” dedi.
Dijital çağ ve çevresel krizler: “İnsanlığa sadakatle hareket etmeliyiz”
Dijital çağın getirdiği eşitsizlik ve bağımlılık sorunlarına da değinen Erdoğan, teknolojinin etik temeller üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye’nin başlattığı Sıfır Atık Hareketi’nin, insanlık için bir sadakat ve sorumluluk çağrısı olduğuna değinerek, “Doğaya karşı hürmet temelli bir ilişki kurulmadıkça, küresel taahhütler yalnızca kağıt üzerinde kalır” dedi.
“Daha adil bir dünya mümkün”
Konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça dile getirdiği “Dünya beşten büyüktür” sözünü hatırlatan Emine Erdoğan, bu vizyonun sadece siyasi bir söylem değil, küresel bir adalet çağrısı olduğunu vurguladı:
“Bu mesaj, yalnızca güç sahiplerine değil, mazlumlara da umut aşılayan bir manifestodur. İnsanlık, artık yeni bir rota çizmek zorunda. Bu rota; merhamet, adalet ve ortak değerler üzerinde yükselmelidir.”
Konferans, aile fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi. Emine Erdoğan’ın konuşması, salondaki katılımcılardan büyük alkış aldı.