Türkgün | Gündem | Koli bandı, zincir, dambıl! Sedef Güler'in vahşice katledildiği cinayette kan donduran detaylar

Koli bandı, zincir, dambıl! Sedef Güler'in vahşice katledildiği cinayette kan donduran detaylar

Büyükçekmece’de halıya sarılı şekilde denizde bulunan Sedef Güler cinayetiyle ilgili hazırlanan iddianamede kan donduran detaylar ortaya çıktı. Güler’in elleri koli bandıyla, ayakları ise zincir ve dambılla bağlanmış halde bulundu. Halıdaki yıkama etiketi katillere uzanan yolu açtı. İddianamede iki sanık için ağırlaştırılmış müebbet, bir sanık için ise 5 yıla kadar hapis cezası istendi.

Büyükçekmece’de halıya sarılı şekilde denizde bulunan Sedef Güler cinayetiyle ilgili hazırlanan iddianamede kan donduran detaylar ortaya çıktı. Güler’in elleri koli bandıyla, ayakları ise zincir ve dambılla bağlanmış halde bulundu. Halıdaki yıkama etiketi katillere uzanan yolu açtı. İddianamede iki sanık için ağırlaştırılmış müebbet, bir sanık için ise 5 yıla kadar hapis cezası istendi.

KAYNAK: İHA

Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili'nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında sanıkların yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanık Yavuz Güngör ile Fırat Baykara ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Sedef Güler'in annesi Gülüzar Sezer de katıldı. Öte yandan davaya destek olmak için Mattia Ahmet Minguzzi'nin annesi Yasemin Minguzzi, Aydın Karay'ın annesi Fatma Karay, Ata Emre Akman'ın annesi Zuhal Akman da adliyeye geldi.

"Öldüğünü kabul ettikten sonra kendimi kurtarmanın yolunu aramaya başladım"
 

Duruşmada savuma yapan tutuklu sanık Yavuz Göngör, "Sedef ile 4-5 aydır tanışıyorduk. Olay günü telefonda görüştük. Ona İstanbul dışına gideceğimi söyledim. Bana ‘o zaman görüşelim paraya ihtiyacım var' dedi. ‘Kızımla görüşeceğim o zaman erken gidersin' dedim. Geldiğinde sarhoştu. Sedef evdeyken kızım geldi. Görünce çok sinirlendi ‘genç kızla ne işin var' dedi. Kızım ve Sedef birbirine girdi. Onları ayırdım ve Sedef ile o evden ayrılarak diğer eve geçtik. Sedef bu evde kola içti ve içine bir şeyler attı. Sabah uyandığımda vefat etmişti yanımda yatıyordu. Ben yatağa gelme anını hissetmedim. Sedef diye seslendim burnundan kan aktı. Ben öldüğünü kabul etmedim. Onun ölmesi demek benim hayatımın mahvolması demekti. Saatlerce masaj yaptım. Arkadaşım Fırat'ı aradım sonra. ‘Gel bana yardım et' dedim. Gelir gelmez ‘Yavuz ölmüş bu' dedi. Öldüğünü kabul etmedim. Aklımı kaybettim. Öldüğünü kabul ettikten sonra kendimi kurtarmanın yolunu aramaya başladım" dedi.

"Atayım kurtulayım gibi bir mantık oluştu"
 

Sanık savunmasının devamında, "Benim hayatımı mahvetti. Hayatta en korktuğum şeydi tekrar cezaevine girmek. Atayım bir yere kurtulayım mantığı geldi bana. Ben çok korkuyordum cezaevine gitmekten. Fırat'a ‘bana lütfen yardım et' dedim. Arabayı aldım ertesi gün. Yani ceset bir gün evde bekledi. Ertesi gün arabayla zincir aldım, çuval aldım, kilit aldım. Eve gittik sardık Fırat ile. Önce zincir ile sardık, dambıl taktık, üstünü halı ile sardık. Sonra götürüp denize attık. Sedef neşe dolu hayat dolu bir kızdı. Bana çok iyiydi. Hayatım mahvoldu. Attığım için çok üzgünüm ama psikolojim çok bozulmuştu" ifadelerini kullandı.

"Zincirleri maktulün vücudunu sardık"
 

Duruşmada savunma yapan sanık Fırat Baykara ise, "Ben sekiz yıldır ülkede değildim. Beni Sedef'le bağlayan pirinç tanesi kadar bir neden yok. Olay günü ben orada değildim. Olay gününden bir gün sonra eve gittim. Yavuz beni ilk aradığında kız arkadaşıyla evde olduğunu oturup içtiklerini söyledi. Bir süre sonra kız arkadaşının fenalaştığını söyledi. Ben eve gidene kadar benim Sedef'in öldüğünden haberim yoktu. Yanlarına gittim. Sedef yatakta yatıyordu. Nabzına baktım. Herhalde tutturamadım diye düşündüm. Nefesini dinledim. Öldüğü hiç aklıma gelmedi. Ayakları kasılmıştı. O an anladım ve bıraktım. ‘Abi bu ölmüş galiba' dedim. Oturup diz çöktüm ‘ne olur aç gözlerini' dedim. Yavuz'a ne olduğunu sordum. Olayı anlattı. 

Sedef'in uyuşturucu aldığını ve kolasına bir şeyler attığını söyledi. Ben ‘polis çağıralım' dedim. 'Yok, yeter artık sus' dedi. Ambulansı ya da polisi aramama izin vermedi. Sonraki gün buluştuk. Cesedi nereye atacağımızla ilgili keşif yaptık. Sonra nalburdan zincirleri beraber aldık. Sonra eve beraber girdik. Zincirleri maktulün vücudunu sardık. Sonra halıya sardık. Valiz vardı ona koyarız diye düşündük. Halıya sardık. Ben sadece denize atılacak sandım" dedi.
Sedef Güler'in annesi Gülüzar Sezer ise duruşmadaki beyanında, "Kızımı kasten tasarlayarak ikisi birlikte katletti. Ben çocuğumun öldüğünü basından öğrendim" şeklinde konuştu.
 

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Öte yandan yakalanamayan sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkında çıkarılan yakalama kararının ise devamına hükmedildi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Sedef Güler'in annesi Gülüzar Sezer, "Bir çocuğun hayatı, ölüm kokmuş bir halı ve siyah bir çöp torbası içine sığacak kadar basit değil. Benim çocuğumun hayatı bir çöp torbası değil. Sedef Güler'in adaleti siyah kokmuş bir çöp poşeti değil. Ben adalet istiyorum. Başka Sedef'ler gitmesin" dedi.

İddianameden
 

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede; tutuklu sanıklar Yavuz Güngör, Fırat Baykara ve firari konumdan iade edilen Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkında ağır suçlamalar yer aldı. Güler’in ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambılla bağlandığı tespit edilirken, halıya sarılı şekilde denize atılan cansız beden üzerinde bir halı yıkama fabrikasına ait etiket bulunduğu kaydedildi.

Polisin etiketteki firmaya ulaşması sonrası halının, emlak işiyle uğraşan Zafer E. tarafından verildiği ortaya çıktı. Zafer E.’nin bu halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını belirtmesi üzerine cinayet planının izleri netleşti. Aynı evin Yavuz Güngör ile birlikte kullanıldığı, Sedef Güler’in de burada hayatını kaybettiği belirtildi.

İddianamede yer alan çarpıcı detaylara göre, 4 Haziran’da Sedef Güler’in Yavuz Güngör’ün kızıyla yaşadığı eve geldiği, burada Güngör’ün kızı ile tartışma yaşadığı, ardından Yavuz Güngör ile birlikte Baykara’nın kiraladığı diğer eve geçtiği ifade edildi. Güler’in burada henüz belirlenemeyen bir sebeple öldüğü, ardından sanıkların cesedi yok etmek için ortak plan yaptığı, 6 Haziran’da buluşarak zincir, ağırlık ve halı temin ettikleri belirtildi.

Fırat Baykara’nın ifadesinde, "Kadını hareketsiz halde bulduğumda polisi aramak istedim ancak Yavuz Güngör bana silah çekti. Sonra birlikte zincir aldık, halıya sardık ve köprüden attık" sözlerine yer verildi. Sanıkların Sedef Güler’i Mimar Sinan Köprüsü’nden denize attıkları da iddianamede açıkça yer aldı.

Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise cinayetten sonra Yavuz Güngör’ün Yunanistan’a kaçmasına yardım ettiği, ancak Güngör’ün daha sonra Edirne’de yakalandığı bildirildi.

Otopsi raporunda Sedef Güler’in kanında uyuşturucu maddeye rastlandığı, ölüm nedeninin uyuşturucu olabileceği belirtilse de, ileri çürüme nedeniyle kesin ölüm nedeninin belirlenemediği ifade edildi.

İddianamede Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın "nitelikli kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanmaları talep edilirken, Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası istendi.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...