Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu.
Ersoy, Türk İstiklâl Zaferi’nin doğrudan sonucu olan İstanbul’un kurtuluşunun, dört yıl, on ay ve yirmi üç gün süren zorlu bir işgalin ardından 6 Ekim 1923’te gerçekleştiğini hatırlatarak, bunun yalnızca askerî bir başarı değil, Türk milletinin onurunu, bağımsızlığını ve geleceğe olan inancını yeniden ayağa kaldıran bir millî dirilişin sembolü olduğunu vurguladı.
Kurtuluşun mimarları arasında Gâzî Mustafa Kemal Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Fevzi Çakmak Paşa ve kahraman Türk ordusunun yer aldığını belirten Ersoy, tarihin en cesur telgrafçısı olarak anılan Manastırlı Hamdi Efendi gibi isimsiz kahramanların da sürece katkı sağladığını ifade etti.
Prof. Dr. Ersoy, İstanbul’un işgal kuvvetlerinden resmi olarak teslim alınmasının önemine dikkat çekerek, bu kritik görevin Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından, Cumhuriyet’in kuruluşuna öncülük eden tarihçi, siyasetçi ve devlet adamı Yusuf Akçura’ya tevdi edildiğini söyledi. Ersoy, Akçura’nın bu görevi, Türklüğün yeniden dirilişine atılmış sembolik bir adım olarak gördüğünü belirtti.
Yusuf Akçura’nın “Türklerin büyük çoğunluğu geçmişlerini unutmuşlardır. Bu nedenledir ki, her şeyden önce bir ulusal bilinç uyandırmak ve yaratmak gerekecektir” ve “Türklüğün nereye doğru gittiğini gören, ona göre çalışan, keskin gözlü, doğru düşünceli Türkler vardır” sözlerini hatırlatan Ersoy, İstanbul’un kurtuluşunun aynı zamanda bir fikir ve milli bilinç dirilişi anlamına geldiğini vurguladı.
Ersoy, bu tarihi günün Türk milletinin kendi benliğini, hafızasını ve istiklal ruhunu yeniden keşfetmesi açısından taşıdığı öneme dikkat çekti.
